- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
1. GİRİŞ
İnsanların, barınma, beslenme, ısınma gibi temel gereksinimlerini karşılayan ormanların, kendilerini yenileme yeteneklerinin ötesinde tahrip edilmesi bugünkü ormancılık anlayışının gelişmesinde bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Ormanların bitmek tükenmek bilmeyen bir odun kaynağı gibi görüldüğü günlerden içinde barındırdıkları bitki ve hayvan varlığı, mikroklimatik etkileri, üzerinde bulunduğu toprak ile bir bütün olarak değerlendirildiği günlere kadar ormanların azaldığı, zarar gördüğü bilinmektedir. Ormanlara verilen zararın şiddeti, çeşitli dönemlerde farklılık gösterse de ormanlar hep yitiren tarafta görülmektedir.
Ormanların dünya genelindeki talihsiz kaderi, Türkiye’de de çok farklılık göstermemektedir. Özellikle artan nüfus yoğunluğu ile hızlı ve plansız kentleşmenin ormanlar üzerinde yarattığı baskı, farklı yıllarda çekilen hava fotoğraflarına çok bariz biçimde yansımaktadır. Bir yanda kâğıt üzerinde kalan iyileştirme (rehabilitasyon) projeleri ve güvenilirliği tartışmalı resmi ağaçlandırma verileri ile desteklenmeye çalışılan artan orman alanı savları, öte yanda daha çok alanı orman sınırı dışına çıkarmak için gösterilen çabalar, orman suçlarına getirilen aflar ve dönem dönem çekilen hava fotoğrafları karşılaştırıldığında kafalar karışmaktadır.
Ormanların birinci derecede yapacak ve yakacak odun kaynağı olarak görüldüğü Türkiye’de, kente göç nedeniyle kendi haline bırakılmış tarlalara kendiliğinden gelen ve cetvellerde, rehabilite edilmiş bozuk orman alanı olarak yer bulan alanların, yollar, maden ocakları, enerji nakil hatları, hidroelektrik santralleri vd. yapılaşmalarla yitirilen orman alanlarıyla karşılaştırılması, güvenilir veri yokluğundan olanaksız görülmektedir.
Bu çalışma ile üzerinde yaşadığımız topraklarda orman yönetiminin geçmişten günümüze geçirdiği evreler, genel olarak ve yasal düzenlemeler üzerinden çözümlenmeye çalışılacaktır.
2. CUMHURİYET DÖNEMİNE KADAR GENEL HATLARIYLA ORMAN YÖNETİMİ
Gerek ekonomik gerek ekolojik olarak büyük önem taşıyan ormanlar ve ormancılıkla ilgili olarak, Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı Devleti dönemlerinde yapılan yasal düzenlemelerin geçmişi 1840 yılına kadar gitmektedir.
Osmanlı Devleti döneminde, 1839 yılındaki Tanzimat Fermanı’nın ilanına kadar olan dönemde ormanların çok büyük bir bölümü, “Cibali Mubaha” adı altında, serbestçe yararlanmaya açık bulunmaktadır. Yalnızca sarayın, ordunun ve donanmanın gereksinimlerinin karşılanması amacıyla bazı ormanlar bu uygulamanın dışında tutularak korunmaktadır. Tanzimat Fermanı’nın ilanından bir yıl sonra, ormanların yönetimiyle ilgili olarak ticaret bakanlığına bağlı olarak orman müdürlükleri kurulmuş ancak bu müdürlükler, 1841 yılında kaldırılmışlardır.
Ormancılık alanında çalışanların yetkinleştirilmesi ve teknik ormancılığın uygulamaya geçirilmesi için, Fransa’dan getirilen iki ormancılık uzmanının öncülüğünde 1857 yılında “Orman Mektebi” kurulmuştur.
1858 yılında çıkarılan Kanunname-i Arazi ile orman alanlarının mülkiyetine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bu yasaya göre ormanlar, Miri Ormanlar, Cibal-i Mubaha Ormanları, Köy ve Kasabalara Mahsus Ormanlar olmak üzere üç sınıfta değerlendirilmiştir .
1861 yılında yürürlüğe konan, “Devlete Ait Yani Eşhas Uhdesinde Olan, Kasabat ve Kuraya Mahsus Bulunan Korular ve Baltalıklar ile Ahalinin Muhtaç Olduğu Cibal-i Mübahadan Maada Olan Mir-î Ormanlar Hakkında 68 Maddelik Nizamname Layihası”nın, sınırlı bir uygulama olanağı bulduğu ve Orman Nizamnamesinin bir bakıma taslağı kabul edilebileceği belirtilmektedir . Yine aynı yıl uygulanmaya başlanan “İltizam veya Taahhüt veya İmtiyaz Hasebile Mir-î Ormanlarından Ağaç Kat’ına Mezun Olanların Muamelatı Hakkında Şartname Layihası” ile devlet ormanlarından ağaç kesme yetkisine sahip olanların uymaları için bir düzenleme yapılmıştır .
1869 yılında, ilk ormancılık örgütü olan Orman Meclisi kurulmuştur. Bu meclis, 1872 yılına kadar Maliye Bakanlığı, Eylül 1872 – Ekim 1872 arasında Orman ve Maadin Bakanlığı, 1873-1877 yılları arasında yeniden Maliye Bakanlığı, 1878 yılında Orman ve Maadin Bakanlığı, 1879 – 1886 yılları arasında Ticaret ve Ziraat Bakanlığı, 1887 – 1892 yılları arasında yeniden Maliye Bakanlığı, 1892 – 1908 yılları arasında Orman ve Maadin ve Ziraat Bakanlığına bağlı olarak hizmet vermiştir .
Devlet ormanlarından gelişigüzel yararlanmaya bir son vermek üzere 13 Ocak 1870 tarihinde, Orman Nizamnamesi (tüzüğü) ilan edilmiştir. Bu nizamname ile ormanlardan yararlanmaya ilişkin düzenlemeler ve bununla ilgili cezalar düzenlenmiş ve o güne kadar herkesin serbestçe yararlandığı, sahipsiz görülen ormanların devletin mülkiyetinde olduğu belirtilmiştir . Toplam 52 maddeden oluşan orman nizamnamesi ormanları, doğrudan doğruya devlete ait hazine ormanları, vakıflara ait ormanlar, kasaba ve köylere mahsus baltalıklar, mülk (şahıslara ait) ormanlar olmak üzere dört sınıfta tanımlamaktadır. Bu nizamname 1937 yılına kadar yürürlükte kalmıştır.
1911 yılının Eylül ayında, köylülerin ormanlardan yararlanmalarını düzenlemek üzere Köy Baltalıklarının İdaresine Dair Nizamname Layihası yürürlüğe konulmuştur .
1917 yılında çıkarılan “Ormanların Usulü İdare-i Fenniyeleri Hakkında Kanun” ile ormanların teknik ve bilimsel yöntemlerle işletilmesi sağlanmaya çalışılmıştır . Bu, ormanların bir plana göre işletilmelerini öngören ilk yasadır. Ancak bu yasa yalnızca devlet ormanlarını kapsamaktadır .
1918 yılında Meclise sunulan ancak yasalaşamayan bir Orman Kanunu tasarısının olduğu belirtilmektedir .
11.10.1920 günü çıkarılan ve 39 sayılı “Baltalık Kanunu” ile orman köylüsüne 18 er dönüm baltalık ormanı tahsis edilmiştir . Bu yolla, köylülerin ormanlardan yararlanmaları bir düzene oturtulmaya çalışılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasaları orman, çevre ve doğal kaynak kavramları bakımlarından incelendiğinde, 21.01.1921 günü yürürlüğe giren 1921 Anayasasında, bu kavramların hiçbirine atıf görülmemektedir . Büyük bir savaştan sonra yeni bir devlet kurulması aşamasında olunduğu göz önüne alınırsa, ormanların anayasa gündeminde olmayışı anlaşılabilir görülmektedir.
25.4.1921 tarihinde yürürlüğe giren 109 sayılı “Devâir-i Resmiyyeye Lüzûmu Olan Fukarâ-yı Ahâlîye Tevzî’ Edilecek Mahrûkât ile Cihet-i Askeriyyeye Lüzûmu Olan Telgraf ve Telefon Vergileri ve Mahrûkatın bilâ Müzâyede Ta’rife Bedeli Üzerinden Resmi Alınarak İ’tâ’ Edilmesine Dâir Kânun” ile resmi dairelere gerekli olan ve fakir halka dağıtılacak olan yakacak ile askeriyeye gerekli yakacağın, açık artırma uygulanmaksızın tarife bedeli üzerinden alınmasına ilişkin uygulama düzenlenmiştir.
3. CUMHURİYET DÖNEMİNDE GENEL HATLARIYLA ORMAN YÖNETİMİCumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra, 07.4.1924 tarihinde yürürlüğe giren 432 sayılı “Ziraat ve Ticaret Vekâletleri Teşkîli Hakkında Kânûn” ile ormancılık örgütünü uzun süre yapısında barındıracak olan Tarım Bakanlığı kurulmuştur.
20.4.1924 günü yürürlüğe giren 1924 Anayasasının 74. maddesinde ise ormanlarla ilgili olarak şöyle denilmektedir .
Madde 74- Kamu faydasına gerekli olduğu usulüne göre anlaşılmadıkça ve özel kanunları gereğince değer pahası peşin verilmedikçe hiç kimsenin malı ve mülkü kamulaştırılamaz.
Çiftçiyi toprak sahibi kılmak ve ormanları devletleştirmek için alınacak toprak ve ormanların kamulaştırma karşılığı ve bu karşılıkların ödenişi özel kanunlarla gösterilir.
Olağanüstü hallerde kanuna göre yükletilecek para ve mal ve çalışma ödevleri dışında hiçbir kimse başka hiçbir şey yapmaya ve vermeye zorlanamaz.
Görüldüğü üzere 1924 Anayasasında, ormanlara yönelik olarak yalnızca kamulaştırma konusuyla sınırlı olarak atıfta bulunulmaktadır; bu anayasada doğanın korunmasına yönelik olarak herhangi bir kavram, söz konusu edilmemektedir. Kurtuluş Savaşının etkilerinin henüz soğumadığı bu dönemde, doğal kaynaklar düzleminde orman ve çevre kavramlarının, henüz anayasa yapıcının gündeminde olmadığı, buna karşılık ormanların kamulaştırılması yönünde bir irade gösterdiği anlaşılmaktadır.
17.5.1924 tarihinde yürürlüğe giren 484 sayılı “Devlet Ormanlarından Köylülerin İntifâ’ Hakkı Kânunu Sûreti” ile köylülerin devlet ormanlarından yararlanma hakları düzenlenmiştir. Bu yasa ile 39 Sayılı Baltalık Kanunu yürürlükten kaldırılarak, orman köylüsüne baltalık ormanı tahsis edilmesi uygulamasına bir son verilmiştir .
24.5.1924 tarihinde yürürlüğe giren 501 sayılı “9 Nisan 1340 Senesi Orman-ı İntifa’ Kânûnunun Altıncı Maddesinin Ta’dîline Dâir Kânûn” ile Ormanlardan yararlanmaya ilişkin yasada bir değişikliğe gidilmiştir.
24.5.1924 tarihinde yürürlüğe giren 504 sayılı “Türkiye’de Mevcut Bi’l-umûm Ormanların Fey Usul İdâre ve İşletilmeleri Hakkında Kânun” ile Türkiye’de bulunan bütün ormanların idaresi ve işletilmesine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
24.5.1924 tarihinde yürürlüğe giren 513 sayılı “Orman Nizâmnâmesinin Bab-ı Sânîsinin İkinci Faslına Müzeyyel Kânûn” ile orman nizamnamesinin ikinci bölümünün ikinci faslına ek bir düzenleme yapılmıştır.
07.1.1925 tarihinde yürürlüğe giren 526 sayılı “Türkiye’de Mevcûd bi’l-Umûm Ormanların Fennî Usûl İdâre ve İşletmeleri Hakkındaki 22 Nisan 1340 Târihli Kânunu Müzeyyel Kânun” ile işletme planları henüz düzenlenmemiş olan devlet ormanlarından yıllık 1000 m³ kadar kesim yapılabilmesine olanak tanınmıştır. Ayrıca, devlet ormanlarına bitişik olmayan ve alanı beş hektardan daha küçük olan, özel kişilere ait ormanlardan, işletme planına ve keşif raporuna gerek olmaksızın ağaç kesilebilmesi serbest bırakılmıştır.
12.3.1925 tarihinde yürürlüğe giren 582 sayılı “15 Nisan 1340 Târih ve 484 Numaralı (Devlet Ormanlarından Köylülerin İntifâ’ Hakkı Kânunu) nun İkinci Mâddesine Müzeyyel Kânun” ile 484 sayılı yasanın ikinci maddesine ekleme yapılmıştır.
14.12.1925 tarihinde yürürlüğe giren 680 sayılı “Orman Nizâmnâmesinin Bâb-ı Sânîsinin İkinci Faslına Müzeyyel 22 Nîsân 1340 Târîhli Madde-i Münferidenin Ta’dîli Hakkında Kânûn” ile orman nizamnamesinin ikinci bölümü ikinci faslına getirilen ek maddede değişikliğe gidilmiştir.
10.5.1926 tarihinde yürürlüğe giren 831 sayılı “Sular Hakkında Kânun” ile Şehir ve kasabalarla köylerde genel kullanım için su sağlanmasına ve su yönetimine ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır. Bu yasayla içme sularının kirletilmesi yasaklanmakta, kaynağı belediye sınırı dışında bulunan suların korunmasıyla ilgili olarak ve içme sularını kirletenler hakkında belediyeye, belediye sınırına bağlı olmaksızın suyun kaynağına kadar olan bölgede ceza vermek yetkisi verilmektedir.
26.6.1926 tarihinde yürürlüğe giren 892 sayılı “Orman Nizâmnâmesinin On Altıncı Maddesi Mûcibince Alınacak Yayla Resminin İlgâsına Dâir Kânûn” ile belirtilen madde ile getirilen yayla resmi kaldırılmıştır.
31.5.1927 tarihinde yürürlüğe giren 1036 sayılı “Zirâ’at Müdîr veya Me’mûrlarının Vezîfeleri Hakkında Kânûn” ile ziraat müdür ve memurlarının görevleri düzenlenmiştir.
02.6.1929 tarihinde kabul edilen 1508 sayılı “Amenejman ve Teşcir İşlerinde Müstahdem Memurini Fenniyeye Verilecek Yevmiyeler Hakkında Kanun” ile orman idaresinin planlanması ve ağaçlandırma işlerinde çalışanların ücretlerine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
03.6.1929 tarihinde kabul edilen 1528 sayılı “Yabani Ağaçların Aşılanması Hakkında Kanun” ile devlet ormanlarında bulunan yabani zeytin, harnup, badem, elma, ahlat, üvez, kızılcık, alıç, güvem, kestane, menengiç, idris, incir, filarya vb yabani ağaçların aşılanması yoluyla şahıslara 3 – 200 dönümlük orman alanının verilebilmesine yönelik -yasaya göre bu alanın daha da büyütülebilmesi olanaklıdır- bir uygulama düzenlenmektedir.
26.12.1929 tarihinde kabul edilen 1545 sayılı “Hususî Orman Sahiplerinden ve Müteahhitlerden Alınan Amenajman Paralarının Sarfı Hakkında Kanun” ile 504 sayılı yasayla düzenlenen, orman müteahhitlerinden ve özel orman sahiplerinden amenajman ve ağaçlandırma çalışmaları için alınan paraların ne biçimde kayıt edileceği ve kullanılacağı düzenlenmiştir.
14.6.1934 tarihinde kabul edilen 2510 sayılı “İskân Kanunu” ile iskân için devlet ormanlarından parasız kereste verilebileceği, yeniden kurulan veya canlandırılan köylere orta malı olarak, mevcut nüfusun ortak gereksinimini gören okul, cami, köy odası, karakol, pazar, harman ve mezarlık yerleri, otlak, suvat, orman kanunu hükümleri içinde baltalık ve başka ortak ihtiyaçlar için gerekli yerlerin parasız bırakılabileceği hükmü getirilmektedir. Ayrıca, iskân edilen göçmen, mülteci, göçebe ve naklolunan çiftçilere ve sanatkârlara devletçe görülecek gerek ve zorunluluk üzerine bazı ormanlarda, bakanlar kurulu kararıyla uygun görülen yerlerden dağıtılabileceği belirtilmektedir.
18.6.1934 tarihinde kabul edilen 2524 sayılı “Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun” ile enstitünün yapısına orman fakültesi eklenmiştir. Böylece, 1911 – 1934 yılları arasında ormancılık öğretimi veren Orman Mekteb-i Alisi (Yüksek Orman Okulu) yerine, artık Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü aynı görevi sürdürecektir.
23.6.1934 tarihinde kabul edilen 2538 sayılı “Orta Orman Mektebi Teşkili ve Muallimleri Hakkında Kanun” ile orman mühendis yardımcısı yetiştirmek üzere Ziraat Bakanlığına bağlı bir “Orta Orman Mektebi” kurulmuştur.
22.12.1934 tarihinde kabul edilen 2644 sayılı “Tapu Kanunu” ile özel yasalarla izin verilenler dışında devlete, belediyelere ve köylere ait ormanlarda tarla açılamayacağı; özel ormanlarda da ilgili bakanlıktan izin alınmadan tarla açılamayacağı hükmü getirilmiştir. Bu yasadan anlaşıldığına göre, ilgili bakanlıktan izin alınması durumunda ormanlardan tarla açılabilmektedir.
23.12.1934 tarihinde kabul edilen 2659 sayılı “Sular Kanununa Eklenen Kanun” ile yerleşim yerlerinin su kaynaklarının yönetimine ilişkin olarak yeni düzenlemeler yapılmıştır.
08.2.1937 tarihinde kabul edilen 3116 sayılı “Orman Kanunu” ile 13 Ocak 1870 tarihli Orman Nizamnamesi ve ekleri, Tersane ve Tophane İdarelerine Muktazi Kerestenin Tedarik ve İtasına Dair 13 Ocak 1870 tarihli Nizamname, Devairi Resmiyeye Lüzumu Olan ve Fıkara Ahaliye Tevzi Edilecek Mahrukat ile Ciheti Askeriyeye Lüzumu Olan Telgraf ve Telefon Direkleri ve Mahrukatın Bilmüzayede Tarife Bedeli Üzerinden Resmi Alınarak İta Edilmesine Dair 109 Numaralı Kanun, Meccanen Kereste Kat'ına Müsaade İtasına Dair 239 Numaralı Kanun, Devlet Ormanlarından Köylülerin İntifa Hakkına Dair 484 Numaralı Kanun, Türkiye’de Mevcut Bi’l-umûm Ormanların Fey Usul İdâre ve İşletilmeleri hakkındaki 504 Numaralı Kanun ve 2510 Numaralı İskân Kanununun Ormanlarla ilgili hükümleri ve diğer kanunlarda bulunan ve bu kanuna muhalif bütün hükümler yürürlükten kaldırılmıştır. Bu şekilde, ormanlar ve ormancılıkla ilgili olarak parça parça bulunan mevzuat, bir ölçüde derli toplu bir yasa olarak ortaya çıkarılmıştır.
3116 sayılı Orman Kanunu, ormanları mülkiyetlerine göre “Devlet ormanları”, “Umuma mahsus ormanlar (köy, belediye ve idare-i hususiyeler gibi hükmî şahsiyeti haiz âmme müesseselerine ait ormanlar)”, “Vakıf ormanlar”, ve “Hususî ormanlar” olarak dört sınıfa ayırmıştır. Ormanların, baltalık ve koru işletme biçimlerine göre düzenlenecek olan orman amenajman planlarına göre işletileceği hükmünü getirmiştir. Bu yasayla ayrıca, ormanların içinde ya da ormana 5 km’ye kadar uzaklıkta bulunan köyler halkına, orman ürünlerinden ayrıcalıklı yararlanma hakları getirilmiştir.
26.4.1937 günü kabul edilen 3157 sayılı “Orman Koruma Teşkilat Kanunu” ile orman koruma görevini yerine getirmek üzere Ziraat Bakanlığına bağlı ve bütünüyle askeri olarak örgütlenecek bir “Orman Koruma Genel Komutanlığı” kurulmuştur. Bu komutanlık, vatan savunması, askerî talim ve terbiye, seferberlik işlerinde doğrudan doğruya Genelkurmaya, subay ve askerî memurlarla erat ve silâh ikmali konularında Milli Savunma Bakanlığına bağlıdır. Orman koruma kıtalarının asıl görevleri ormanları korumaktır. Ancak bu kıtalar bulundukları yerlerdeki orman konularıyla ilgili emniyet işlerinden dolayı İçişleri Bakanlığından da emir alırlar. Orman koruma eratı altı aylık eğitimleri sırasında her türlü masrafları o zamanki adıyla Orman Umum Müdürlüğü bütçesinden verilmek üzere askerî erat gibi maaş alırlar, giyim ve beslenmeleri sağlanır. Ormanları silah gücüyle korumaya çalışan bir anlayışın yansıması olan bu örgütlenme biçimi, çok başlı yapısıyla çok uzun ömürlü olamamış, 1945 yılında kaldırılmıştır.
05.5.1937 günü kabul edilen 3167 sayılı “Kara Avcılığı Kanunu” ile kara avcılığına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
4.6.1937 günü kabul edilen 3203 sayılı “Ziraat Vekâleti Vazife ve Teşkilat Kanunu” ile o zamanki adıyla Ziraat Vekâletine bağlı olarak çalışacak, hükmi şahsiyeti haiz bir Orman Umum Müdürlüğü kurulacağı belirtilmiştir.
4.6.1937 günü kabul edilen 3204 sayılı “Orman Umum Müdürlüğü Teşkilat Kanunu” ile yurt ormanlarını korumak, işletmek, imar etmek, yeniden orman yetiştirme işleri yapmak ve orman verimlerini çoğaltmak ve bu vazifelerin ifası için icap eden müesseseleri kurmak, fen adamları yetiştirmek ve özel kanunlarla verilen görevleri ve ormanla ilgili her türlü hizmetleri görmekle yükümlü Ziraat Vekâletine bağlı, hükmî şahsiyeti haiz ve mülhak bütçe ile idare edilen bir Orman Umum Müdürlüğü kurulmuştur. Bu kurum, merkez ve taşra teşkilatı olarak yapılanmıştır. Merkez teşkilatı, Koruma, Harita ve kadastro, Amenajman, İşletme, İmar, Tedrisat, Fennî araştırma, İnşaat, Ağaçlandırma, Mücadele ve avcılık, Sanayi ve istatistik, Ekonomi, Murakabe ve teftiş olmak üzere toplam 13 şubeden oluşmaktadır. Merkez teşkilatında ayrıca bir fen heyeti ve bir muhasebe müdürlüğü bulunmaktadır.
12.6.1937 günü kabul edilen 3254 sayılı “Vakıf Memba Sularile Orman ve Zeytinliklerin İşletilmesi Hakkında Vakıflar Umum Müdürlüğüne Mütedavil Sermaye Verilmesine Dair Kanun” ile Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından idare edilen vakıf kaynak sularıyla vakıf orman ve zeytinliklerinin ürünlerinin işlenerek satılmasına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
13.6.1938 günü kabul edilen 3444 sayılı “Orman Kanununa Ek Kanun” ile köylülere verilen zati ihtiyaç uygulamasının uygulama alanı genişletilmiş ve daha ucuzlatılmış, başka bazı maddelerde değişikliklere gidilmiştir.
13.6.1938 günü kabul edilen 3445 sayılı “Orman Umum Müdürlüğü Teşkilât Kanununda Bazı Değişiklikler Yapılması Hakkında Kanun” ile 3204 sayılı kanunun 10 uncu maddesinde belirtilen, orman genel müdürü ile fenni ve teknik işlerde istihdam edilecek memurların, mesleklerinin müntesibi olmaları şartının kaldırıldığı görülmektedir.
24.6.1938 günü kabul edilen 3490 sayılı “Orman Koruma Teşkilât Kanununun 14 üncü Maddesini Değiştiren Kanun” ile kıtalarda görevli subay, memur ve eratın maaş ve diğer masraflarıyla ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
13.5.1940 günü kabul edilen 3818 sayılı “Orman Umum Müdürlüğü Teşkilât Kanunu ile Orta Orman Mektebi Teşkili ve Muallimleri Hakkındaki Kanun ile Orman Koruma Teşkilât Kanununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun” ile örgüt kadrolarına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
24.7.1940 günü kabul edilen 3904 sayılı “Orman Umum Müdürlüğü Teşkilât Kanununa Ek Kanun” ile Orman Genel Müdürlüğünde bir hukuk müşavirliği kurulmuştur.
21.8.1940 günü kabul edilen 3913 sayılı “Vakıf Memba Sularile Orman Ve Zeytinliklerin İşletilmesi Hakkında Kanun” ile Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen vakıf kaynak sularıyla vakıf orman ve zeytinliklerinin ürünlerinin, işlenerek satılmasına ilişkin olarak yeniden düzenlemeler yapılmış, bu konuyla ilgili 3254 sayılı bir önceki yasa yürürlükten kaldırılmıştır.
03.8.1942 günü kabul edilen 4283 sayılı “Orman Koruma Teşkilât Kanununun 3490 Sayılı Kanunla Değiştirilen 14 Üncü Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun” ile erata verilecek maaşa ilişkin düzenleme yapılmıştır.
14.1.1943 günü kabul edilen 4371 sayılı “Orman Koruma Teşkilât Kanununun 4283 Sayılı Kanunla Değiştirilen 14 Üncü Maddesinin (B) Fıkrasının Değiştirilmesi Hakkında Kanun” ile erata yapılacak ödemelere ilişkin düzenleme yapılmıştır.
25.6.1945 günü kabul edilen 4767 sayılı “Orman Koruma Kuruluşunun Kaldırılmasına ve Bu Kuruluşun Görev ve Yetkilerinin Devlet Orman İşletmelerine Devrine Dair Kanun” ile 3157 sayılı “Orman Koruma Teşkilat Kanunu” ile kurulan “Orman Koruma Genel Komutanlığı” kaldırılmış, 3116 sayılı Orman Kanunu ve 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunu ile diğer kanunlarda ormanların ve av hayvanlarının korunmasına ilişkin görev ve yetkiler ile orman ve av hayvanlarına ilişikli her türlü suçların soruşturma ve kovuşturulması işlerine ilişkin görev ve yetkiler, Devlet Orman İşletmeleri kuruluşunda görevli işletme müdürlerine bölge şeflerine ve bakım memurlarına verilmiştir. Özel kanunlarında yazılı olmayan durumlarda bu memurlara, yalnız ormanlar ve av hayvanlarıyla ilgili suçlar için polisin görev ve yetkileri de verilmiştir.
02.7.1945 günü kabul edilen 4777 sayılı “Orman Genel Müdürlüğü Kuruluş Kanununa Ek Kanun” ile Orman Genel Müdürlüğüne yeni memur kadroları eklenmiştir.
9.7.1945 günü kabul edilen 4785 sayılı “Orman Kanununa Bazı Hükümler Eklenmesine ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile istisnaları kanunda belirtilmek üzere bütün ormanlar devletleştirilmiştir. Devletleştirilen özel ormanların büyüklüğünün 250 bin hektar kadar olduğu belirtilmektedir . 3116 sayılı kanunun orman saymadığı beş hektardan küçük sahipli arazi üzerindeki ağaçlar ve ağaççıklar da bu yasayla orman kapsamı içine alınmıştır.
03.6.1946 günü kabul edilen 4914 sayılı “Orman Kanununa Ek 3444 Sayılı Kanunun 7 nci Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun” ile Devlet Orman İşletmeleri tarafından işletilecek ormanlarla bu işletmelerin döner sermayesine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
05.6.1946 günü kabul edilen 4920 sayılı “Devlet Orman İşletmelerinin Bazı Vergilerden Muaf Tutulması Hakkında Kanun” ile Orman Genel Müdürlüğünün bazı gayrimenkulleri, arazi, bina, ekonomik kriz ve savunma vergilerinden muaf tutulmuştur. Orman Genel Müdürlüğünün belirli yıllara ait bazı vergileri de belirli oranlarda düşük miktarda ödeyeceği hükmü getirilmiştir.
5658 sayılı ve 24.3.1950 tarihli, “Orman Kanununa Bazı Maddeler Eklenmesine ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Olan Kanuna Ek Kanun”un 1. maddesinde, 9.7.1945 tarihli ve 4785 sayılı kanunla Devletleştirilmiş ormanlardan; Devlet ormanları içinde olmayan ve etrafı tarla, bağ, bahçe gibi kültür arazisi, özel orman, şehir, kasaba, köy merası ve Orman Kanununun birinci maddesine göre orman sayılmayan yerlerle çevrili olmak şartıyla Devlet ormanlarından tamamen ayrılmış bulunan köy, belediye tüzel kişiliklerine ve gerçek kişilere ait ormanlar; sahipleri veya mirasçıları istedikleri takdirde geri verilir. İade edilecek ormanlardan, Devletleştirme karşılığı ödenmemiş bulunanlar bir işleme tabi tutulmaksızın sahiplerine intikal eder ve müracaatları üzerine keyfiyet Orman İdaresince kendilerine yazılı olarak bildirilir. Devletleştirme bedeli kısmen veya tamamen ödenmiş bulunan ormanların, bu bedel aynı miktar ve taksitlerle ödenmek üzere, yazı İle müracaatları halinde. Sahipleri adına tapuya tescili yapılır. Taksitler zamanında ödenmediği takdirde ormanın işletilmesine izin verilmez. Ormanın geri verilmesine müteallik tescil muameleleri her türlü harç ve resimden muaftır. Geri verilen ormanların hududu içindeki orman işletmeleri tarafından istihsal edilmiş ve henüz satılmamış orman mahsulleri, ormanın tescili sırasında sahiplerinin yazılı müracaatları üzerine bulundukları mevki ile miktar ve vasıfları tespit edilerek hususi orman tarife bedeli ve hakikî istihsal masrafları peşin ödenmek şartıyla orman sahiplerine teslim edilir. Geri verilen ormanlarda devletleştirmeden doğan muamelelerle geri vermeden dolayı, orman sahipleriyle Devlet birbirleri aleyhine dava açamazlar.” denilmektedir. Böylece, devletleştirilmiş ormanlardan, orman sayılmayan yerlerle çevrili olanlarının, alan sınırlaması olmaksızın sahiplerine geri verilebilmesine olanak tanınmaktadır.
Yine aynı gün kabul edilen, 5653 sayılı ve 24.3.1950 tarihli “Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanun” ile 3116 sayılı Orman Kanunun birçok maddesinde değişikliklere gidilmiştir. Kanun maddelerinin dilinin, bir ölçüde günümüz Türkçesine daha yaklaştığı görülmektedir. Kimi maddelerdeki değişiklikler, yalnızca ufak teknik değişiklikler düzeyinde kalmıştır. Bu kanun ile daha sonra da üzerinde defalarca değişiklikler yapılacak olan ve ormanı tanımlayan birinci maddede değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikle 4785 sayılı yasanın göreli geniş bir orman tanımı yapan birinci maddesi kaldırılmış ve bu tanıma getirilen istisnaların sayısı artırılmıştır.
3116 sayılı kanun ile “Sazlıklar ve muhitin tabiatı itibariyle koru ve baltalık yapılamayan veya step florasıyla örtülü yerler her çeşit dikenlik ve fundalıklarla parklar ve ormanlara bitişik olmayan beş hektardan az sahipli arazi üzerindeki ağaçlar ve ağaççıklar ormandan sayılmaz.” denilmekteyken, yeni yasa değişikliğiyle maki de orman kapsamı dışına çıkarılmış, Ormanların dışındaki sahipli arazide ve bunların kenarlarında bulunan dağınık veya yüz ölçümü üç hektarı geçmeyen ve Devlet ormanlarına mesafesi en az üç kilometre olan grup halindeki her nevi ağaç ve ağaççıklar orman kapsamı dışında sayılmıştır.
Bu yasa değişikliği ile mülkiyet bakımından ormanlar devlet ormanları, köy ve belediye gibi tüzelkişiliklere ait ormanlar, özel ormanlar olmak üzere üç sınıfta tanımlanmıştır. Vakıf ormanı tanımı yasa kapsamından çıkarılmıştır. Değişiklik ile orman sınırlanmasıyla görevli olarak oluşturulacak komisyon yeniden düzenlenmiş, köylü zati ihtiyaçlarından yararlanma koşulları kolaylaştırılmıştır. 3116 sayılı yasanın 21 inci maddesinde orman kadastrosu için altlık haritaların 10 yıl içinde sağlanacağına ilişkin hüküm, bu yasa değişikliğiyle kaldırılmıştır. Yeni değişiklikle bu haritaların en kısa zamanda tamamlanacağı belirtilmektedir. 1937 yılında belirtildiği ve 10 yıllık bir süre verildiği halde bu yasa değişikliğinden, 13 yıl sonra bile henüz altlık haritaların sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Orman kadastrosunun bugün (2012) bile tamamlanamamış olması kamu idaresine farklı alanlarda çözümsüzlükler ve karışıklıklar yaratmaya devam etmektedir.
Değişiklikle, yanmış orman alanları ya da orman içi açıklıklardan yararlanarak ya da doğrudan açma yaparak orman alanlarına yerleşmek, maddenin ilk haline göre daha ayrıntılı ve net biçimde yasaklanmaktadır.
Muhafaza ormanı olarak ayrılacak ormanların belirlenmesi görevini icra vekilleri heyetinden bakanlar kuruluna vermektedir. Bir hektardan az olmamak üzere ağaçlandırma yapanların ağaçlandırma alanlarına ilişkin vergi muafiyetleri 20 yıldan 50 yıla çıkarılmış ve bu alanların kamulaştırılamayacağı hükmü getirilmiştir.
Orman ürünlerinden ayrıcalıklı yararlanma hakkını elde edebilmek için ormanlara 5 km uzaklıkta bulunabilme koşulu 10 km’ye çıkarılmıştır. Ayrıca, ¼ tarife bedeliyle yararlanılacak hizmetler için ödenecek miktar 1/10 tarife bedeline düşürülmüştür.
Bu yasada, orman suçlarına karşı verilecek cezaların yeniden düzenlendiği, yangın mevsiminin de Haziran ve Ekim ayları arasında olmak üzere ilk kez tanımlandığı görülmektedir. Orman suçluları için dava ve ceza zaman aşımına ilişkin madde de kaldırılmıştır.
11.3.1954 günü kabul edilen 6385 sayılı “Bazı Orman Suçlarının Affına ve Bazı Suçlardan Mütevellit Tazminatın Terkinine Dair Kanun” ile 5677 sayılı af kanununa istinaden 15.5.1950 tarihinden önce işlenen ve 15.5.1950 ile 1.3.1954 tarihleri arasında işlenen bazı orman suçlarına af getirilmiştir.
2.5.1955 günü kabul edilen 6546 sayılı “Orman Araştırma Mevzuunda Türkiye'ye Teknik Yardım Temini Hususunda Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Ziraat Teşkilâtı Arasında İmzalanan (10) Numaralı Ek Anlaşmanın Tasdiki Hakkında Kanun” ile Bolu'da bir Orman Araştırma İstasyonu ve Ankara'da bir Orman Araştırma Enstitüsü kurulmasının temelleri atılmıştır. Daha sonra ülkemizde birçok ormancılık araştırma enstitüsü ve ormancılık araştırma müdürlükleri (2011 yılı itibariyle 11 adet) kurulmuştur.
13.5.1955 günü kabul edilen 6560 sayılı “Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları İşletmesi Kanunu” ile SEKA olarak bilinen ve 1998 yılında özelleştirme kapsamına alınıp 2005 yılında da kapatılacak olan kamu iktisadi kuruluşu, İzmit’te kurulmuştur. SEKA, orman ürünlerinin işlenmesinde ve ülke ekonomisine katkı çerçevesinde önemli bir işlev görmüştür.
31.8.1956 günü kabul edilen ve değişiklikleriyle bugün de yürürlükte olan 6831 sayılı “Orman Kanunu” ile 3116 ve 5653 sayılı kanunlar yürürlükten kaldırılmıştır. Bu kanuna konulan bir geçici madde ile 1.3.1954 gününden 15.8.1956 gününe kadar işlenmiş olan bazı orman suçlarına yine af getirilmektedir.
Bu yasa ile ormanlar mülkiyet ve idare bakımından: Devlet ormanları, Hükmi şahsiyeti haiz âmme müesseselerine ait ormanlar, Özel ormanlar; vasıf ve karakter bakımından: Muhafaza ormanları, Millî parklar, Üretim ormanları olarak sınıflandırılmıştır.
6831 sayılı Orman Kanunu ile 5653 sayılı kanunla genişletilen orman tanımının istisnaları biraz daha genişletilmiştir. Daha sonra ve günümüzde de kamuoyunun gündemini oluşturan ve yasanın ilk halinde bulunmayan, 2 nci maddenin “B” fıkrası ile orman rejimi dışına çıkarılacak alanlara ilişkin bir düzenleme yapılmıştır.
23.6.1958 günü kabul edilen 7132 sayılı “Bazı Orman Suçlarının Affına ve Bunlardan Mütevellit İdare Şahsi Haklarının Sukutuna Dair Kanun” ile 15.8.1956 gününden 1.5.1958 gününe kadar işlenmiş olan bazı orman suçlarına bir kez daha af getirilmiştir.
9.12.1959 günü kabul edilen 7395 sayılı “6831 sayılı Orman Kanununun 35 inci maddesinin 2 nci fıkrasının tadili hakkında Kanun” ile köylü zati ihtiyaçlarının kullanılacağı inşaatlarda kullanılmak üzere tuğla, kiremit ve kireç ocakları için gereken tomruk ve kerestenin sağlanması konusu yeniden düzenlenmektedir.
6.9.1960 günü kabul edilen 75 sayılı “3204 Sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun” ile genel müdürlüğe ait memurların disiplin işleriyle meşgul olmak üzere, genel müdür yardımcılarından birinin başkanlığında, Hukuk Müşaviri, Zatişleri Müdürü, Teftiş ve Murakabe Şubesi Müdürü, İşletme Şubesi Müdüründen oluşan, “Orman Genel Müdürlüğü Disiplin Kurulu” kurulmuştur.
29.3.1961 günü kabul edilen 286 sayılı “Amerika Birleşik Devletlerinin Bir Teşekkülü Olan Export - Import Bank ile Hükümetimiz ve Orman Umum Müdürlüğü Arasında Aktedilen 4 Milyon Dolarlık İstikraz Anlaşmasının Tasdikine Dair Kanun” ile Türkiye'nin orman kaynaklarının geliştirilmesi projesi adı altında Türkiye orman idaresi tarafından talep olunacak ABD malı makine ve donanım ile bunlarla ilgili servisi verecek olan ABD’li mühendis ve teknisyenlerin ABD’ den sağlanması için 4.000.000 dolarlık ve % 5,75 faizli bir kredi anlaşması yapılmıştır.
27.5.1961 günü TBMM’ de kabul edilen 1961 Anayasasına bakıldığında, anayasaya özellikle ormanların korunmasına yönelik yeni hükümler getirildiği, gündemin ormanlar özelinde geliştiği görülmektedir.
Toprak mülkiyeti alt başlığı altındaki 37 nci madde ile toprak dağıtımının orman alanları aleyhine yapılamayacağına hükmedilmiştir.
Madde 37- Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini gerçekleştirmek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlamak amaçlarıyla gereken tedbirleri alır. Kanun, bu amaçlarla, değişik tarım bölgelerine ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini gösterebilir. Devlet, çiftçinin işletme araçlarına sahip olmasını kolaylaştırır.
Toprak dağıtımı, ormanların küçülmesi veya diğer toprak servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.
Kamulaştırma alt başlığı altındaki 38 inci madde bir kez değiştirilmiştir.
Madde 38- (20.9.1971-1488) Devlet ve kamu tüzel kişileri, kamu yararının gerektirdiği hallerde, karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malları, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, tamamını veya bir kısmını kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.
[Ödenecek karşılık, taşınmaz malın tamamının kamulaştırılması halinde o malın malikinin kanunda gösterilecek usul ve şekle uygun olarak bildireceği vergi değerini; kısmen kamulaştırmalarda da, vergi değerinin kamulaştırılan kısma düşen miktarını aşamaz.
Kamulaştırılan taşınmaz mal karşılığının vergi değerinden az takdir edilmesi halinde malikin itiraz ve dava hakkı saklıdır.]
Çiftçinin topraklandırılması, ormanların Devletleştirilmesi, yeni orman yetiştirilmesi ve iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlarıyla kamulaştırılan taşınmaz mal ve kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprak bedellerinin ödeme şekli kanunla gösterilir.
Kanunun taksitle ödemeyi öngördüğü hallerde çiftçinin topraklandırılması, ormanların devletleştirilmesi, yeni orman yetiştirilmesi ve iskân projelerinin gerçekleştirilmesi için konulacak süre yirmi yılı; kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda ise bu süre on yılı aşamaz. Bu takdirde, taksitler eşit olarak ödenir ve kanunla gösterilen faiz haddine bağlanır.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten çiftçinin hakkaniyet ölçüleri içinde geçinebilmesi için zaruri olan ve kanunla gösterilen kısmın ve küçük çiftçinin kamulaştırılan toprağının bedeli her halde peşin ödenir.
İlk hali “Ormanların korunması ve geliştirilmesi” olan ve adı “Ormanların ve orman köylüsünün korunması, ormanların geliştirilmesi” olarak değiştirilen alt başlık altında bulunan 131 inci madde, 17.4.1970’te değiştirilmiştir. Bu değişiklikle dördüncü fıkraya “ormanın gözetilmesinde ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliği yapmasını sağlayıcı tedbirler” ifadesi eklenmiş, beşinci fıkraya
“Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvalık, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan topraklarla şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında orman sınırlarında hiçbir daraltma yapılamaz.”
hükmü eklenmiş ve altıncı fıkradan “Orman suçları için genel af çıkarılamaz” hükmü çıkarılmıştır. Bu hükmün anayasa maddesinden çıkarılması yoluyla 28.10.1960 gün ve 113 sayılı, 23.2.1963 gün ve 218 sayılı, 9.8.1966 gün ve 780 sayılı af kanunları kapsamı dışında tutulan orman suçlarına, af getirilmesi yolu açılmıştır. Nitekim 1961 anayasası yapılmadan önce, 18.3.1954 gün ve 6385 sayılı yasa, 31.8.1956 gün ve 6831 sayılı yasa, 02.7.1958 gün ve 7132 sayılı yasalarla yapıldığı gibi 30.4.1979 gün ve 1779 sayılı yasa ile de bazı orman suçlarına af getirilmiştir.
Madde 131- (17.4.1970–1255) Devlet, ormanların korunması ve ormanlık sahaların genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanları, kanuna göre Devletçe yönetilir ve işletilir. Devlet ormanlarının mülkiyeti, yönetimi ve işletilmesi özel kişilere devrolunamaz. Bu ormanlar, zamanaşımıyla mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez.
Ormanlar içinde veya hemen yakınında oturan halkın kalkındırılması ve ormanı koruma bakımından, ormanın gözetilmesinde ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliği yapmasını sağlayıcı tedbirler ve gereken hallerde başka yere yerleştirme kanunla düzenlenir.
Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvalık, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan topraklarla şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında orman sınırlarında hiçbir daraltma yapılamaz. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir ve bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.
Ormanların tahrip edilmesine yol açan hiçbir siyasî propaganda yapılamaz.
24.6.1965 günü kabul edilen 636 Sayılı, 3204 Sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine ve Aynı Kanuna Ek 3904 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin 3 üncü Fıkrasının Değiştirilmesine Dair Kanun ile Orman Tahdit Komisyonlarında görev üyelere verilecek ödemeler ile dava vekili ya da avukat bulunmayan orman idarelerinde bu görevi yürütmeye orman memurları yetkilendirilmiştir.
15.7.1965 günü kabul edilen 663 sayılı “Orman Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun” ile
“15/10/1961 tarihinden önce fiilen, ilmen ve tamamen orman olmaktan çıkmış, orman bütünlüğünü bozmayan ve bozmayacak olan iklim, su ve toprak rejimine zarar vermeyeceği anlaşılan ve toprak sınıfı ve kullanma kabiliyeti bakımından daha verimli kültür arazisine kalbi uygun bulunan yerlerle (Orman içi mera, yaylak ve çayırlar hariç) şehir, kasaba ve köy iskân topluluğu içinde kalan yerler (Dağınık evler ve her çeşit yapı ve tesisler hariç olmak üzere) Tarım Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle orman rejimi dışına çıkarılabilir.”
hükmü getirilmiştir. Beş yıl sonra yürürlükten kalkacak olan bu geçici madde ile belirtilen 15.10.1961 tarihi, bilindiği üzere daha sonra yapılacak anayasa değişikliğiyle 31.12.1981’ e taşınacaktır. Ancak orman niteliğini kaybetmiş olma durumunun aranması için belirli bir tarihin referans kabul edilmesi uygulaması devam edecektir. Bu yasa maddesinin bu yönüyle, günümüzde kamuoyunun dikkatini çeken ve 2-B olarak bilinen maddenin ilk halini oluşturduğu söylenebilir.
28.6.1966 günü kabul edilen 766 sayılı “Tapulama Kanunu” ile “Orman Kanunu uyarınca tahditleri yapılarak kesinleşmiş ve tescil edilmiş ormanlara ait kayıtlar, müseccel bulunduğu birliğin tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılır” hükmü getirilmektedir. Bu madde ile kesinleşen orman alanlarının tapuya kayıtları konusu düzenlenmiştir. Daha önce ormanların sınırlanmasına ilişkin olarak yasa değişiklikleri yapılmasına karşın bu konunun atlanması bir eksiklik olarak ortaya çıkmıştır.
1.12.1966 günü kabul edilen 797 sayılı “Kuşların Korunmasına Dair Milletlerarası Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun” ile kuşların korunmasına ilişkin uluslar arası sözleşmeye taraf olunmuştur.
8.6.1972 günü kabul edilen 1595 sayılı “Orman Bakanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” ile ormancılık çalışmalarını yürütmek üzere Orman Bakanlığı adıyla bir bakanlık kurulmuştur. Orman Bakanlığı, bir müsteşarla müsteşar muavinleri ve müşavirler ile Özel Kalem Müdürlüğü, Yüksek Fen Kurulu, Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hukuk Müşavirliği, Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı, Teknik Araştırma Dairesi Başkanlığı, Milli Parklar Dairesi Başkanlığı, Organizasyon ve Metot Dairesi Başkanlığı, Personel ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı, Orman Köy İlişkileri Genel Müdürlüğü, Dış İlişkiler Müdürlüğü, Yayın ve Derleme Müdürlüğü, Levazım Müdürlüğü, Evrak ve Arşiv Müdürlüğü birimlerinden oluşmuştur. Dünyada genel olarak önem kazanan doğa koruma kavramıyla birlikte, milli parklarla ilgili olarak daire başkanlığı düzeyinde ve orman köy ilişkileriyle ilgili olarak genel müdürlük düzeyinde bir örgütlenmeye gidildiği görülmektedir.
Yasanın 8 inci maddesinde, Ormancılık sorunları hakkında görüş ve tavsiyelerde bulunmak üzere “Ormancılık Yüksek Danışma Kurulu”nun düzenlendiği görülmektedir.
12.6.1973 tarih ve 7/6624 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla Mersin'de «Türkiye Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği» kurulmasına karar verilmiştir. Bu kararla orman ürünleri ihracına bir standart getirmek, fiyat hareketlerini düzenlemek amaçlanmıştır.
20.6.1973 günü kabul edilen 1744 sayılı “6831 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna 3 Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun” ile 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesi şöyle değiştirilmiştir:
15/10/1961 gününden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden;
a) Su ve toprak rejimine zarar vermeyen, orman bütünlüğünü bozmayan, tarla, bağ, meyvalık, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antepfıstığı) gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar bulunan yerler ile otlak, kışlak ve yaylak haline gelmiş yerler.
b) Şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahaları, orman sınırları dışına çıkarılır. Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine uymadığı Orman Bakanlığınca veya vaki müracaatlar üzerine anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç on yıl içinde orman kadastro komisyonlarınca yapılır. Bu düzeltme sonucu orman sınırlan dışına çıkarılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder. Yeniden yapılacak orman kadastrosunda da bu madde hükümleri uygulanır. Geçici 1 inci maddeye göre bildirilecek gerekçeli mütalâalarda, bu maddede yazılı hükümleri uygulamaya Orman Bakanlığı yetkilidir. Bu madde hükümleri yanan orman sahalarında hiç bir suretle uygulanmaz. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin şekil ve esaslar kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren en geç 6 ay içinde yürürlüğe konulacak tüzükle belli edilir.
Görüldüğü üzere daha önceki düzenlemelerde “orman sınırları dışına çıkarılabilir” ya da “bakanlar kurulunca karar verilir” biçimindeki ifadeler bu yasa düzenlemesiyle “orman sınırları dışına çıkarılır” biçiminde kesin ve emredici bir ifadeye dönüştürülmüştür.
Yasa, tahdit komisyonları ifadesini orman kadastro komisyonları biçimine dönüştürür ve bu komisyonların bileşimini ve orman kadastrosu yapım sürecini yeniden düzenler. Sınırları içinde devlet ormanı bulunan köy ve kasaba halkının yapacakları asli orman ürünleri üretimi için ek ödeme uygulaması getirir. Ayrıca devlet ormanları içinde veya bitişiğinde oturan halkın kalkındırılmasına katkıda bulunmak amacıyla Orman Bakanlığı emrinde bir fon oluşturulmuştur.
15.5.1974 günü kabul edilen 1803 Sayılı, Cumhuriyetin 50 nci Yılı Nedeniyle Bazı Suç ve Cezaların Affı Hakkında Kanun ile orman suçları da af kapsamına alınmıştır.
5.6.1975 günü kabul edilen 1906 sayılı “6831 Sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 Tarih ve 1744 sayılı Kanunla Değişik 34 üncü Maddesi ile Ek 3 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun” ile sınırları içinde devlet ormanı bulunan köy ve kasaba halkının yapacakları asli orman ürünleri üretimi için getirilen ek ödeme uygulamasına o bölgedeki orman köylerini kalkındırma kooperatiflerini de dâhil eder. Ayrıca, 1744 sayılı kanunla getirilen fon uygulamasında yeniden düzenlemeye gidilmiştir.
26.6.1973 günü kabul edilen 1779 sayılı “Bâzı Orman Suçlarının Affına ve Bunlardan Mütevellit İdare Şahsî Haklarının Düşürülmesine Dair Kanun” ile 18.6.1973 tarihine kadar işlenmiş olan bazı orman suçlarına bir kez daha af getirilmiştir. Bu yasa 26.6.1973’ te kabul edilmiş olmakla birlikte yayımlandığı resmi gazetenin tarihi 30.4.1979’dur.
13.2.1981 günü kabul edilen 2384 sayılı “Orman Bakanlığının Tarım Bakanlığına Devri Hakkında Kanun” ile 8.6.1972 günü kabul edilen 1595 sayılı yasayla kurulan Orman Bakanlığı, Tarım Bakanlığına devredilmiş ve bu Bakanlığın adı Tarım ve Orman Bakanlığı olarak değiştirilmiştir.
14.4.1982 günü kabul edilen 2655 sayılı “6831 Sayılı Orman Kanununun Değişik 34 üncü Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun” ile 34 üncü madde hakları olarak adlandırılan ve sınırları içinde devlet ormanı bulunan köy ve kasaba halkı ile o yerleşim birimlerinde hane adedinin çoğunluğunca kurulmuş bulunan orman köylerini kalkındırma kooperatiflerine, asli orman ürünleri üretimi sonrası verilen haklar yeniden düzenlenmiştir. Üretim işlerinde çalışan gerçek ve tüzel kişiler için düzenlenen hak edişlerin % 2 fazlasının ödeneceği hükme bağlanmıştır.
18.10.1982 günü kabul edilen 1982 Anayasasında , 1924 ve 1961 Anayasalarındaki kamulaştırmaya ilişkin hükümle, 1961 Anayasasındaki korumaya ilişkin hükümlere ek olarak herkese sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı verildiği görülmektedir. Bunun yanı sıra orman köylülerinin korunmasına yönelik yeni ve ayrıntılı maddelerin, anayasa yapıcının gündemine girdiği görülmektedir.
Toprak mülkiyeti alt başlığı altındaki 44 üncü madde, büyük oranda 1961 Anayasasının 37 nci maddesindeki hükümleri içermektedir.
MADDE 44- Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla, değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.
Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında başkalarına devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları tarafından işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan toprağın Devletçe geri alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.
Kamulaştırma alt başlığı altında bulunan 46 ncı madde, 03.10.2001 tarihinde değiştirilmiştir. Bu değişiklikte, ormanlarla ilgili olarak yeni bir düzenlemeye gidilmemiştir.
MADDE 46- (Değişik: 3/10/2001-4709/18 md.)
Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.
Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması alt başlığı altındaki 56 ncı maddede, yeni bir anlayışın anayasaya yansıdığı görülmektedir. Bu maddeyle herkese sağlıklı ve dengeli bir çevre hakkıyla devlete ve yine herkese çevreyi koruma ve geliştirme görevi verilmektedir.
MADDE 56- Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.
Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması alt başlığı altında bulunan 63 üncü madde ile 56 ncı madde ile benzer olarak devlete, tabiat varlıklarının korunması görevi verilmektedir.
MADDE 63- Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.
Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.
Ormanların korunması ve geliştirilmesi alt başlığı altında bulunan 169 uncu madde, 1961 Anayasasının 131 inci maddesiyle büyük ölçüde benzerlik gösterir. Orman sınırlarının hangi koşullarda daraltılabileceğini düzenleyen, 1961 Anayasasındaki 17.4.1970 tarihli değişiklikteki tarih referansı, bu anayasada 31.12.1981 olarak yeniden düzenlenmiştir.
MADDE 169- Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz.
Orman köylüsünün korunması alt başlığı altında bulunan 170 inci maddede, orman içinde ya da hemen yakınında oturan halkla ilgili olarak, 1961 Anayasasının 131 inci maddesinin tam tersine bir hüküm kurulmaktadır. 1961 Anayasasında, gereken hallerde, maddede belirtilen halkın kalkındırılması ve ormanın korunması bakımlarından başka yere yerleştirilmesi ifade edilirken, 1982 Anayasasında, 169 uncu madde ile açıklanan ve orman sınırı dışına çıkarılan alanlara, bu halkın yerleştirilmesi hükmü kurulmaktadır.
MADDE 170- Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir.
Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır.
Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır.
Halen yürürlükte olan anayasamızın 169 ve 170 inci maddelerinde ifade edilen, orman sınırlarında yapılabilecek daraltma uygulaması, 1961 Anayasasının 131 inci maddesinde 17.4.1970 tarihinde yapılan bir değişiklikle anayasalarımıza girmiştir.
10.3.1983 günü kabul edilen 2805 sayılı “İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Olarak Yapılan Yapılara Uygulanacak İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun” ile bu kanunun yürürlüğe giriş tarihinden itibaren üç ay içinde Bakanlar Kurulunca belirlenecek olan, adalarda, tarihî değeri olan yerlerde, 31.12.1981 tarihinde orman sınırları içinde bulunup da bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmiş olan yerlerde, bu Kanunun hükümlerinin uygulanmayacağı, buralardaki yapılanma esaslarının özel kanunlarla düzenleneceği belirtilmektedir.
9.8.1983 günü kabul edilen 2872 sayılı “Çevre Kanunu” ile “Çevre Korunması", "Ekolojik Denge", "Çevre Kirliliği", "Kirleten", "Atık", "Alıcı Ortam" terimleri yasayla tanımlanmış, çevrenin korunmasına ve çevre kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkeler düzenlenmiştir.
9.8.1983 günü kabul edilen 2873 sayılı “Milli Parklar Kanunu” ile Millî Parkın yanı sıra, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtı, Tabiatı Koruma Alanı tanımlanmış ve bu alanların yönetimine ilişkin temel düzenlemeler yapılmıştır.
23.9.1983 günü kabul edilen 2896 sayılı “31/8/1956 Tarihli ve 6831 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun” ile birinci maddede orman sayılmayan yerlerden bazılarını tanımlayan bentler ile orman sınırı dışına çıkarılacak alanları tanımlayan 2 nci madde yeniden düzenlenmiştir. 1744 sayılı kanunla, belirli ölçütlere uyan alanların orman sınırları dışına çıkarılması, bir zorunluluk olarak ifade edilmiştir. Bu yasa değişikliğiyle ise orman sınırları dışına çıkarılacak alanlar biraz daha ayrıntılı olarak açıklanmış ve bir önceki değişiklikte 15.10.1961 olarak belirlenen tarih, 31.12.1981 olarak yenilenmiş ve bu tarihten önce orman niteliğini yitirmiş olmak ölçütü de yasaya konmuştur. Yasa, orman sınırları dışına çıkarma işleminin, kısmen veya tamamen orman içi köyler halkının yerleştirilmesi veya bu amaçla değerlendirilmek amacıyla olacağını belirtir. Bu yasa değişikliğiyle orman kadastro komisyonlarının bileşimi ve orman kadastro çalışmalarına ilişkin süreç bir kez daha düzenlenmiştir.
Devlet ormanlarında kamu yararına yapılacak binalarla ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verileceği ifade edilerek, turizm bölgesi, alanı ve merkezleri bu iznin kapsamı dışında bırakılmıştır. Köylülere verilen zati ve müşterek ihtiyaç uygulaması yeniden düzenlenmiş, tamirat için zati ihtiyaç verilmesi uygulaması getirilmiştir. Daha önce orman ürünlerinden ayrıcalıklı yararlanabilmek için geçerli olan ormana 10 km uzaklık ölçütü kaldırılmış ve köy sınırları içinde verimli ya da verimsiz devlet ormanı bulunması ölçütü getirilmiştir.
Bu yasa ile ağaçlandırma çalışmalarını biraz daha yaygınlaştırmaya yönelik olarak düzenlemeler yapılmıştır. Orman ürünleri kaçakçılığının önlenmesinde kaçakçılığı haber veren ve kaçakçıları yakalayanlara teşvik ödemeleri uygulaması getirilmiştir. Orman suçlarının işlenmesi durumunda verilecek cezaların bazıları artırılmış, para cezaları da güncellenmiştir. Orman içinde veya yakınındaki köy tüzel kişiliklerine ya da köy halkına, zati, müşterek, küçük el sanayi ya da pazar ihtiyaçları için korudukları ormanı tahsis etmeye olanak veren 38 inci madde yürürlükten kaldırılmıştır.
17.10.1983 günü kabul edilen 2924 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun” ile 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesi uyarınca orman kadastro komisyonları tarafından orman sınırları dışına çıkarılan, orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyip, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar görülen yerler, otlak, kışlak, yaylak gibi yerler, tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (Antep fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları ve şehir, kasaba, köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim yerleri kapsamında, nakline karar verilen orman içi köyler halkının yerleştirilmesi ve orman sınırları dışına çıkartılmış ve çıkartılacak yerlerin değerlendirilmesi yoluyla, orman köylülerinin kalkınmalarının destekleneceği ifade edilmektedir.
6.3.1985 günü kabul edilen 3161 sayılı “Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 13.12.1983 Tarihli ve 183 Sayılı Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi, Bazı Maddelerinin Kaldırılması ve Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun” ile kalkınma plan ve programları doğrultusunda, köylerin kalkındırılması, tarım, hayvancılık ve ormancılığın geliştirilmesini sağlamak, görev alanına giren altyapı tesisleri ile tarımsal, sosyal ve ekonomik kamu hizmetlerinin yapılması için, Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı kurulmuştur.
Yetki ve görev bütünlüğünü sağlamak üzere, bu kanun yürürlüğe girmeden önce çeşitli mevzuatla Köy İşleri ve Kooperatifler Bakanı ve Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanı ve Bakanlığına verilen görev, yetki, sorumluluk, hak ve muafiyetler Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanı ve bakanlığına devredilmiştir. Ayrıca, 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatif ve Birlikleri Kanununun ilgili hükümlerine göre, söz konusu kooperatiflerin kurulması, işleyişi, denetimi ve diğer konularla ilgili olarak çeşitli mevzuatla Ticaret Bakanı ve Bakanlığına, 8.1.1985 tarih ve 3143 sayılı Kanun ile Sanayi ve Ticaret Bakanına ve Bakanlığına verilen görev, yetki, sorumluluk, hak ve muafiyetler; 2510 sayılı İskân Kanunu ile bu Kanunu değiştiren kanunlarda Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanına ve Bakanlığına verilmiş olan görev ve yetkiler; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu kapsamında Ticaret Bakanına ve Bakanlığına verilmiş olan görev ve yetkiler Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanına ve Bakanlığına devredilmiştir.
Bakanlığın Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Proje ve Uygulama Genel Müdürlüğü ve Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğünden oluşan ana hizmet birimlerinin yanı sıra danışma ve denetim birimleri bulunmaktadır. Bakanlığın bağlı kuruluşları olarak Orman Genel Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ve Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü sayılmaktadır. 1595 sayılı kanunla kurulmuş olan Orman Köy İlişkileri Genel Müdürlüğü’ nün, yeni bakanlık yapısında bulunmadığı görülmektedir.
4.6.1985 günü kabul edilen 3213 sayılı “Maden Kanunu” ile orman, ağaçlandırma alanlarında, askeri yasak bölgelerde ve sit alanları yakınlarında madencilik faaliyetlerinde bulunulmasının ilgili kanun hükümlerine göre izne tabi olduğu belirtilmektedir.
31.10.1985 günü kabul edilen 3234 sayılı “Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun” ile 4 Haziran 1937 tarih ve 3204 sayılı Orman Umum Müdürlüğü Teşkilat Kanunu ve bu kanunun ek ve tadillerinden halen yürürlükte bulunan 24 Temmuz 1940 tarih ve 3904 sayılı, 6.7.1960 tarih ve 75 sayılı, 24 Haziran 1965 tarih ve 636 sayılı kanunlar ile 25 Haziran 1945 tarih ve 4767 sayılı, 13 Şubat 1981 tarih ve 2384 sayılı kanun ve bu kanun hükümlerine aykırı diğer kanunların hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır. Bu yasayla, Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı altında bağlı kuruluş olarak bulunan Orman Genel Müdürlüğünün örgüt yapısında değişikliklere gidilmiştir. Orman Genel Müdürlüğünün ana hizmet birimleri, Orman Koruma ve Yangınla Mücadele Dairesi Başkanlığı, Kadastro ve Mülkiyet Dairesi Başkanlığı, Orman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı, İşletme ve Pazarlama Dairesi Başkanlığı, Fidanlık ve Tohum İşleri Dairesi Başkanlığı, Ağaçlandırma ve Silvikültür Dairesi Başkanlığı, Milli Parklar Dairesi Başkanlığı, İnşaat ve İkmal Dairesi Başkanlığı olarak düzenlenmiştir.
Genel Müdürlüğün danışma ve denetim birimleri, Teftiş Kurulu Başkanlığı, Araştırma Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı, Hukuk Müşavirliği, yardımcı birimleri ise Personel Dairesi Başkanlığı, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığı, Eğitim Dairesi Başkanlığı, Savunma Uzmanlığı olarak düzenlenmiştir. Bu yasayla Genel Müdürlük taşra teşkilatının da Orman Bölge Müdürlükleri, müdürlükler ve şefliklerden oluşacağı belirtilmiştir.
5.6.1986 günü kabul edilen 3302 sayılı “31.8.1956 Tarihli ve 6831 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun” ile orman sınırları dışına çıkarılacak alanlarla ilgili olan 2 nci madde bir kez daha düzenlenmiştir. Bu maddenin önceki halinde bulunan “… su ve toprak rejimine zarar vermeyen, orman bütünlüğünü bozmayan, …” ifadesi çıkarılarak, orman sınırı dışına çıkarılacak alanlardaki su ve toprak rejimi ile orman bütünlüğünün gözetilmesi uygulaması kaldırılmıştır. Bu yasa değişikliğiyle orman kadastro komisyonlarının bileşimi ile orman kadastrosu süreci yeniden düzenlenmiştir.
Yine bu yasa değişikliğiyle 6831 sayılı Orman Kanununun 52 nci maddesine bir fıkra eklenerek, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerlerdeki özel orman alanlarında ifraz yapılmamak ve yatay alanın % 6'sını geçmemek kaydıyla inşaat yapılabilmesinin önü açılmıştır.
22.5.1987 günü kabul edilen 3373 sayılı “6831 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Hükümler Eklenmesi Hakkında Kanun” ile yasanın 1 inci maddesinde orman sayılmayan yerleri tanımlayan bentlerde ve 2 nci maddesinde orman sınırları dışına çıkarılacak alanlarla ilgili olarak bir kez daha düzenleme yapılmıştır. Bu değişiklikle 2 nci maddenin B bendi gereğince orman sınırları dışına çıkarılıp satılacak yerler için satış işlemleri tamamlanıncaya kadar ecri misil alınmayacağı hükmü getirilmiştir. Orman kadastrosu sürecine ilişkin yeniden bazı düzenlemeler getirilmiş ve devlet ormanı alanlarındaki turizm amaçlı tesisler için hak sahipleri adına tapuda irtifak hakkı verileceği hükmü getirilmiştir. Köylülere verilecek zati yapacak ve yakacak ihtiyaçlar ile 34 üncü madde hakları olarak bilinen haklar yeniden düzenlenmiştir. Kişisel yapacak ya da yakacak orman ürünü alma hakkı olan orman köylülerinin, bu haklarının karşılığını nakit olarak alabilmeleri sağlanmıştır.
Bu yasa ile gerçek ve tüzelkişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının orman ve fidanlık kurması ve işletmesi amacıyla Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı emrinde "Ağaçlandırma Fonu" kurulmuştur.
21.6.1987 günü kabul edilen 3402 sayılı “Kadastro Kanunu” ile orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde, kadastro ekiplerince bu sınırlara uyulacağı, orman kadastrosu yapılmamış yerlerde ise iki ay içinde orman sınırlarının belirlenememesi durumunda kadastro çalışmasının yapılacağı belirtilmektedir. Orman kadastrosu ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğün kadastro ekiplerinin aynı alanda farklı zamanlarda çalışmaları (orman kadastrosunun daha sonra uygulanması durumunda) kamu tüzel ve özel kişiler arasında pek çok davalar üretmiş, gereksiz masraflara yol açmıştır. Kadastro ekiplerinin ziraat alanı olarak belirledikleri alanları, orman kadastro komisyonları daha sonra orman alanı olarak sınırladıklarında, kamu tüzel kişiliği tapu iptal davası açmak durumunda kalmaktadır. Yine bu yasayla, orman dışına çıkarılmış ve çıkarılacak yerlerde; değişik 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesinin (B) bendinde belirtilen şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahaları ile tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (Antep fıstığı) gibi tarım arazilerinin, 31.12.1981 tarihinden önceki vergi kaydı veya geçerli bir belgeye dayanmak şartıyla 14 üncü maddeye göre zilyetleri adına tespit edileceği, zilyetlik müddetinin 31.12.1981 tarihinden geriye doğru hesaplanacağı ifade edilmektedir.
03.11.1988 günü kabul edilen 3493 sayılı “6831 Sayılı Orman Kanununda, 1475 Sayılı İş Kanununda, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda ve 2926 Sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklikler Yapılmasına ve Bu Kanunlardaki Bazı Cezaların İdari Cezaya Dönüştürülmesine Dair Kanun” ile bazı orman suçları ve bazı orman suçlarına verilecek cezalar yeniden düzenlenmiş, para cezaları güncellenmiştir.
12.1.1989 günü kabul edilen 3519 sayılı “3167 Sayılı Kara Avcılığı Kanununun 12 nci Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabulü Hakkında Kanun” ile av tezkeresinin süresi yeniden düzenlenmiştir.
9.8.1991 tarihli ve 443 sayılı kanun hükmünde kararname ile Çevre Bakanlığı kurulmuştur. Bu bakanlığın kuruluşu ile çevrenin korunması ve iyileştirilmesi, kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en uygun ve verimli şekilde kullanılması ve korunması, ülkenin doğal bitki ve hayvan varlığı ile doğal zenginliklerinin korunması, geliştirilmesi ve her türlü çevre kirliliğinin önlenmesinin amaçlandığı belirtilmektedir .
3763 sayılı, 2924 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun ile orman sınırları dışına çıkarılan alanlarla ilgili olarak uygulanacak işlemler yeniden düzenlenmiştir.
3800 Sayılı Orman Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun (Orman Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında 7.8.1991 Tarihli ve 442 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun) ile ormancılık etkinliklerinin tarım ve köy işlerinden ayrı değerlendirilerek, ayrı bir bakanlıkça yürütülmesinin temelleri atılmıştır.
3958 Sayılı Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşmeye Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile 02.2.1971 günü Ramsar’da imzaya açılan, 1982 ve 1987 yıllarında iki kez değişikliğe uğrayan Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme kabul edilmiştir.
4079 Sayılı 6831 Sayılı Orman Kanununun, 2155 Sayılı Bazı Kamu Personeline Tayın Bedeli Verilmesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun ile orman kadastro komisyonları ve amenajman heyetleri başkan ve üyeleriyle bu komisyon ve heyetlerde görevli personele, arazide fiilen çalıştıkları sürelerde yapılacak ek ödeme düzenlenmiştir.
4114 Sayılı, Orman Kanununda ve Türk Ceza Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile yangınla mücadeleye yönelik olarak yaptırım ve cezalar düzenlenmiştir.
4122 Sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu ile orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, toprak, su ve bitki arasında bozulan dengeyi kurmak, geliştirmek, çevre değerlerini korumak ve erozyonu durdurmanın amaçlandığı belirtilmektedir.
30.10.1995 tarihinde kabul edilen 4127 Sayılı, 2924 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun ile kadastro çalışmaları sırasında, fiili arazi kullanım durumuna göre hak sahipliğinin belirlenmesi yetkisi Orman Bakanlığına verilmektedir.
4569 Sayılı, Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile orman yangınlarını önleme ve orman yangınlarıyla mücadele harcamaları için Orman Genel Müdürlüğü Katma Bütçesine yeterli miktarda ödenek konulacağı hükme bağlanmıştır.
4570 Sayılı, Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Orman Kanununun 34 üncü maddesinde belirtilen haklar yeniden düzenlenmiştir.
01.5.2003 tarihinde kabul edilen 4856 Sayılı, Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun ile Çevre ve Orman Bakanlıkları bir çatı altında birleştirilerek Çevre ve Orman Bakanlığı kurulmuştur.
01.7.2003 tarihinde kabul edilen 4915 Sayılı, Kara Avcılığı Kanunu ile 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. 3167 sayılı yasaya göre daha ayrıntılı ve kapsamlı olan bu yeni yasayla genel hatlarıyla sürdürülebilir av ve yaban hayatı yönetimi, av ve yaban hayvanlarının ve yaşama ortamlarının koruması ve geliştirilmesinin yanı sıra avlaklar kurulması, işletilmesi ve işlettirilmesi, av turizminin düzenlenmesinin amaçlandığı belirtilmektedir.
05.11.2003 tarihinde kabul edilen 4999 Sayılı, Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleri ile özel mülkiyette bulunan ve muhitin hususiyetlerine göre yetişmiş veya yetiştirilecek olan kızılağaçlıklar ile aşılı kestanelikler, fıstık çamlıkları ve palamut meşelikleri dâhil olmak üzere her nevi meyveli ağaç ve ağaççıkların orman sayılmayacağı hükmü getirilmiştir. Bu yasa ile, orman kadastrosu ve 2B maddesi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler yapılmış, Orman Kanununda belirtilen bazı para cezaları güncellenmiştir.
24.6.2004 tarihinde kabul edilen 5199 Sayılı, Hayvanları Koruma Kanunu ile hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun davranılmasını sağlamak, hayvanların acı ve eziyet çekmelerine karşı en iyi biçimde korunmalarını sağlamak amaçlanmıştır.
17.6.2004 tarihinde kabul edilen 5192 Sayılı, Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile orman alanlarında yapılacak tesislere verilecek izinler ile orman yangınlarıyla mücadelede ederken sakatlanan ya da ölenlere ödenecek tazminatlarla orman yangınlarıyla mücadelede görev alan 657 Sayılı yasaya tabi personele ödenecek tazminatlar düzenlenmiştir. Ayrıca, milli parklar içinde bulunan yapı ve tesislerin 29 yıla kadar kiraya verilebileceği hükmü getirilmiştir.
22.2.2005 tarihinde kabul edilen 5304 Sayılı, Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile
“Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur.
…
… Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır.” hükmü getirilmiştir.
03.7.2005 tarihinde kabul edilen 5400 Sayılı, Millî Parklar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile alan kılavuzluğu kavramı yasa metnine girmiştir.
03.7.2005 tarihinde kabul edilen 5403 Sayılı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile arazi kullanım planlarına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
26.4.2006 tarihinde kabul edilen 5491 Sayılı, Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ormana bitişik yerlerde anız yakanlara verilecek idari para cezası beş kat artırılmıştır.
5793 Sayılı, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile orman yangınlarıyla mücadelede kullanılmak üzere kiralanan hava araçlarına ilişkin düzenleme yapılmıştır.
5801 Sayılı, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 6831 sayılı Orman Kanununa eklenen madde ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce yapılacak spor tesislerine verilecek izinlerden bedel alınmayacağı hükmü getirilmiştir.
5995 Sayılı Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 6831 sayılı Orman Kanununun 16 ncı maddesinde değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikle, "Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine, fon bedelleri hariç, bedeli alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilir. Ancak, temditler dâhil ruhsat süresince müktesep haklar korunmak kaydı ile Devlet ormanları sınırları içindeki tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, orman içi dinlenme yerleri, endemik ve korunması gereken nadir ekosistemlerin bulunduğu alanlarda maden aranması ve işletilmesi, Çevre ve Orman Bakanlığının muvafakatine bağlıdır. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin; baraj, gölet, liman ve yol gibi yapılarda dolgu amaçlı kullanacağı her türlü yapı hammaddesi üretimi için yapacağı madencilik faaliyetleri ile zorunlu tesislerinden bedel alınmaz. Madencilik faaliyetlerinin sona ermesi neticesinde idareye teslim edilen veya terk edilen doğal yapısı bozulmuş orman alanları rehabilite edilir. Rehabilite maksadı ile bu alanların orman yetiştirilmek üzere inşaat, yıkıntı ve hafriyat atıkları ile doldurularak ağaçlandırmaya hazır hale getirilmesi için büyükşehir mücavir alanlarında büyükşehir belediyelerine, diğer yerlerde ise il ve ilçe belediyelerine bedeli karşılığında izin verilebilir." hükmü getirilmiştir. Böylece, yasanın ilk halinde orman alanlarında gerçekleştirilecek olan madencilik etkinlikleri için aranan bakanlık muvafakati artık aranmamakta ve iznin verileceği kesin hükme bağlanmaktadır. Bunun yanı sıra devlet ormanları içindeki tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, orman içi dinlenme yerleri, endemik ve korunması gereken nadir ekosistemlerin bulunduğu alanlarda bile madencilik etkinlikleri yapılabilmesinin önü açılmaktadır. Madencilik faaliyeti sonucu doğal yapısı bozulmuş orman alanlarını ağaçlandırmaya hazırlamak üzere inşaat artıkları ile doldurarak belediyelere kaynak yaratılması sağlanmıştır. İnşaat atıklarıyla bir alanın nasıl ağaçlandırmaya hazırlandığı ise bilim çevreleri için araştırılacak ilginç bir konu olarak belirmektedir.
6094 Sayılı, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ile tabiatı koruma alanlarında, muhafaza ormanlarında, yaban hayatı geliştirme sahalarında, özel çevre koruma bölgelerinde ilgili Bakanlığın, doğal sit alanlarında ise ilgili koruma bölge kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulmasına izin verileceği hükmü getirilmektedir.
6215 Sayılı, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Kıbrıs’a Anamur (Dragon) Çayından Boru ile Su Götürme Projesi kapsamındaki Alaköprü Barajı rezervuarı ile inşaat alanında kalan ve bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunan orman içi ve kenarı mahalle, köy veya belde halkının iskânlarının temini için orman alanı dışına çıkarılan alanların Bayındırlık ve İskân Bakanlığına devrine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
6225 Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun geçici 19 uncu maddesi değiştirilerek, 2008-2015 yılları arasında, orman yangınları ile havadan mücadele hizmetlerinde kullanılmak amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından gerçek ve tüzel kişilerden her tür hava aracı kiralanmasında bu Kanunun 28 inci maddesinde yer alan üç yıllık sürenin yedi yıla kadar uygulanacağı hükmü getirilmiştir.
03.6.2011 tarihinde kararlaştırılan, 636 Sayılı Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Çevre ve Orman Bakanlığı yerine Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı kurulmuştur.
29.6.2011 tarihinde kararlaştırılan, 645 Sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı kurulmuştur. Aynı günlü ve 644 sayılı kanun hükmünde kararname ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurulmuştur. Böylece, bakanlık sayısının azaltılması gerekliliğinin gerekçe olarak öne sürüldüğü bir süreçte, bir aydan kısa bir süre önce kurulan Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığından iki ayrı bakanlık türetilmiştir.
10.10.2011 tarihinde kararlaştırılan, 657 Sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile bakanlığın idari yapılanmasında çeşitli değişikliklere gidilmiştir. Yine bu kararname ile orman sayılan alanlarda verilecek izinlerle İrtifak hakkı taleplerine ait iş ve işlemleri yürütmek üzere Orman Genel Müdürlüğünde İzin ve İrtifak Dairesi Başkanlığı kurulmuştur.
19.4.2012 günü kabul edilen 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun ile 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesi gereğince, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesinin amaçlandığı belirtilmektedir.
16.5.2012 günü kabul edilen 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile 6831 Sayılı Orman Kanununa bir ek madde olarak,
“Şehrin içindeki veya yakın çevresindeki ormanlık alanların afetler öncesinde piknik alanı, mesire yeri ve afet sonrasında geçici barınma yeri olarak kullanılması için Orman Genel Müdürlüğünce veya bu Genel Müdürlüğün uygun görmesi hâlinde talepte bulunan idarelerce altyapı hizmetleri verilir.” hükmü eklenmiştir.
SONUÇ
Sınırlı bir doğal kaynak olan ormanların insanların yaşamındaki önemi, bu sınırlı kaynaktan yararlananların sayısına koşut olarak artmaktadır.
Özellikle 1937 yılından önce çıkarılan kimi yasalarda hissedilen, ormanları sınırsız bir kaynak olarak algılayan bakış açısının, 1950 sonrasında çıkarılan yasalarda gittikçe azaldığı, ağaçlandırma çalışmalarına verilen desteğin arttığı, orman yangınlarına ya da orman suçlarına duyarlılığın -istisnaları olmakla birlikte, genel olarak- arttığı görülmektedir. Ormanların kesme, açma, işgal gibi suçlara karşı korunmasının yanı sıra orman yangınlarının önlenmesi ve orman yangınlarıyla mücadele çalışmalarına verilen önemin yıllar geçtikçe önemini artırdığı yasa değişikliklerine yansımaktadır. Buna karşılık, yasalar yoluyla orman sınırlarının daraltılması uygulamasının da gün geçtikçe arttığı görülmektedir.
Orman kanunlarındaki değişikliklere bakıldığında en önemli değişikliklerin birinci ve ikinci maddelerde yapıldığı görülmektedir. Orman kanununun, ormanı tanımlayan 1 inci maddesinin gittikçe biraz daha ayrıntılandırıldığı, orman kapsamı dışında kabul edilecek yerleri sayan bentlerin sayısının da giderek artırıldığı görülmektedir. Benzer biçimde orman sınırları dışına çıkarılacak alanlarla ilgili düzenleme yapan 2 nci maddenin kapsamının, yapılan değişikliklerle gün geçtikçe daha da genişletildiği görülmektedir.
Orman sınırları dışına çıkarma işlemi, daha önce Bakanlar Kurulu’nun takdirine bırakılmışken daha sonra yapılan değişiklikle bunun bir zorunluluk haline getirildiği görülmektedir. Orman sınırları dışına çıkarılacak alanlar için aranan orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine zarar vermeme ölçütleri daha sonraki yıllarda kaldırılmıştır. Bugün kısaca 2B olarak bilinen maddenin ilk halinde, 663 sayılı yasa ile Orman Kanununa eklenen, 15.10.1961 tarihinden önce orman niteliğini yitiren alanların, orman sınırı dışına çıkarılabilmesinin beş yıllık bir süre ile sınırlanmıştır. Ancak daha sonra bu tarih hem 31.12.1981’e çekilmiştir hem de geçici bir madde olmaktan çıkarılmıştır. Yeni anayasa tartışmalarının gündemde olduğu günümüzde ise bu tarihin 23.7.2007’ye çekilmesi öngörülmektedir.
Sürekli orman alanları aleyhine gelişen bu süreç, orman alanlarına tecavüz etme niyetinde olanları cesaretlendirmektedir; zira nasıl olsa bir yasa çıkar ve tecavüz yasallaşır. Çağlar (1992) nin belirttiğine göre, 1950 – 1989 yılları arasında Türkiye’de gerçekleşen orman miktarındaki toplam azalmanın % 55,5’i anayasal ve yasal düzenlemelerden kaynaklanmıştır. Orman azalmasının geri kalan % 44,5’i ise orman yangınları, tarla açma, yerleşme ve yanlış ormancılık çalışmalarından kaynaklanmıştır .
2. Demirel hükümeti programında, orman suçları için genel af çıkarılamayacağına ilişkin anayasal hükmün kaldırılmasına çalışılacağı ifade edilmektedir . Nitekim 3. Demirel hükümeti döneminde yapılan bir anayasa değişikliğinde bu hüküm metinden çıkarılmıştır. Ormanlar, orman köylüsü ve ormancılıkla ilgili olarak önceki anayasalara göre oldukça kapsamlı hükümler getiren 1961 Anayasasında, 17.4.1970’ te yapılan değişiklikle “Orman suçları için genel af çıkarılamaz” hükmünün, anayasa metninden çıkarılması, daha sonra çıkarılması düşünülen af (ya da aflar) için altlık oluşturmuştur.
1954, 1956, 1958, 1973 ve 1974 yıllarında çıkarılan yasalarla orman suçlarının bir bölümüne aflar getirilmiştir. Bu af yasaları, Orman Kanununu gerek idare, gerekse yurttaşlar bakımından uygulanamaz hale getirmiş olsa gerektir. Art arda çıkan af yasaları görüldükçe nasıl olsa af çıkar düşüncesi yasalara saygılı yurttaşları da suç işlemeye teşvik etmiş olabilir. Kamu idaresinin yasaları uygulama yönündeki sorumluluğunu birden çok kez anlamsızlaştıran bu -suçun işlendiği tarih ya da suçun niteliğiyle- sınırlı af uygulamaları, kuşkusuz idarenin iş yapma şevkini, güvenilirliğini ve kamuoyu gözündeki saygınlığını zedelemiştir. Bu uygulamaların, affa konu suçların işlenme sıklığını ne ölçüde artırdığı ise ayrı bir çalışmanın konusu olabilir.
Benzer biçimde, 2B ile ilgili olarak sık sık yasal düzenlemeler yapılması, yasal düzenleme yapılmadığı dönemlerde de 2B konusunun sürekli gündemde tutulması, orman alanlarının gitgide daralacağının bir göstergesidir. 1961’in kapsamı genişletilerek 1981’e dönüştürülmesi ve bugün de 2007’nin dillendirilmesi, bu tarihin daha sonra 2020’lere çekilebileceği düşüncesini bütün toplumda oluşturmaktadır. Bu düşüncenin bir ürünü olarak da sözde orman köylülerini kalkındırmak adına çıkarılacağı beklenen 2B yasası öncesinde, bu alanları toplayan arazi simsarlarının türedikleri bilinmektedir. Dolayısıyla bu uygulamanın, orman köylülerini kalkındırmakla bir ilgisi aslında kalmamaktadır. Siyaset kurumu üzerinde 2B yasası için baskı oluşturanın da orman köylülerinden ziyade, özellikle İstanbul, Antalya gibi büyük kentlerle Ege, Akdeniz bölgelerinde kıyı şeridinde yüksek rant beklentisi içinde olan bir grup insan olduğu ortaya çıkmaktadır.
Ayanoğlu (2005) in belirttiğine göre, 1974 yılından bu yana uygulanan 2B maddesi ile toplam 483.999 ha orman alanı, orman sınırları dışına çıkarılmıştır. 6831 sayılı yasanın ikinci maddesinde 1744, 2896 ve 3302 sayılı yasalarla yapılan değişikliklerle belirli bölgelerde iki ya da üç kez orman dışına çıkarma işlemi yapılmıştır .
1961 Anayasasında, 17.4.1970 te yapılan değişiklikle getirilen, bir orman alanının orman sınırları dışına çıkarılabilmesi için Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce orman niteliğini yitirmiş olması koşulu ile başlayan bu süreç, kamunun malı ormanlardan yasa dışı yer kazanan fırsatçıların, yasalar yoluyla desteklendiği, orman alanlarının da bedava ve yüksek getirimli arazi kaynağı olduğu algısını oluşturmuştur. Bu uygulamalarla devletin saygınlığı zedelenmekte, yasalara uygun davranış itibarsızlaştırılmaktadır.
Orman sınırlarının yıllardır çeşitli düzeylerde tartışmalı oluşu ve bu tartışmalı durum üzerinde türlü manevralar yaparak çıkar sağlanması, orman kadastrosunun bitirilememesi sorunuyla koşuttur. Bunların arasındaki bağlantı kimi zaman neden sonuç biçiminde algılanabilecek karmaşık bir durum oluşturmaktadır. Orman sınırları kesinleşmedikçe, orman alanlarına tecavüzlerin ardı kesilmemektedir; bu tecavüzler sürdükçe ve dönem dönem çıkarılan yasalarla yasallaştırıldıkça da orman kadastrosu bitirilememektedir.
Orman kadastrosunun bitirilmesine yönelik çalışmaların 1930’ lu yıllardan beri sürdüğü anlaşılmaktadır. Orman kadastrosu çalışmalarında gereksinimlere bağlı olarak birkaç kez kadastro komisyonlarının yapılarının değiştirildiği görülmektedir. Komisyonlara kimlerin üye olacaklarına ilişkin değişiklikler yapılmıştır; üyelerin özlük haklarına, üyelere yapılacak ödemelere ilişkin birçok düzenleme dikkat çekmektedir. Orman kadastro çalışmalarının tamamlanabilmesi bir yana, bu çalışmalara altlık olacak haritaların sağlanması için 10 yıllık süre veren bir düzenlemenin bile -bu süre içinde tamamlanamamasından ötürü- daha sonradan kaldırılması gerekmiştir. Yasa değişikliklerine yansıdığı kadarıyla, orman kadastrosunun bitirilmesine yönelik olarak yasa koyucunun göstermiş olduğu yoğun isteğin, yeterince eyleme dökülemediği, orman kadastrosunun 2012 yılına geldiğimiz bugün bile bitmemiş olması nedeniyle rahatça söylenebilir.
1960 lı yıllardan itibaren yasa ve anayasalarda orman köyü ve orman köylüsü kavramlarının kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Daha önce aynı köy ve köyleri nitelemek üzere devlet ormanına belirli bir uzaklıkta bulunan (önce 10 km olan mesafe daha sonra 5 km ye indirilmiştir) biçiminde bir tanımlama yapılmıştı. Sonraki yıllarda bu tanım da ayrıntılandırılacak, orman içi ve orman bitişiği köy kavramları yasayla tanımlanacaktır. 1970 li yıllara gelindiğinde, orman köylüsünün kalkınma sorunu hükümet programlarında yer almaya başlamıştır . Orman köylüsünün orman köyleri kalkındırma kooperatiflerinin kurulması yoluyla kalkındırılmaya çalışılmasının yansıması yasalarda görülmektedir. Özellikle 34 üncü madde hakları olarak bilinen ve orman asli ürünleri üretiminden verilecek hakların düzenleyen değişikliklerde, bu siyasa görülmektedir.
Orman köylülerinin ev, ahır, vb inşaatları için kullanacakları -zati ihtiyaç olarak adlandırılan- keresteyi, orman idaresinden piyasaya göre daha uygun koşullarda sağlayabilmesi olanağının, zaman içinde kapsamının genişletildiği ve bunun karşılığında alınan bedellerin belirli ölçülerde arttırıldığı görülmektedir. Bu anlamda, sağlanan haklardan yararlananların sayısı artırılmıştır. Bu yöndeki düzenlemelerle her ne kadar orman köylüsünü kalkındırmaya katkı vermek amaçlansa da bunlar, sosyal ve ekonomik olarak toplumun genelinden oldukça geride kalan orman köylüsünün, var olan durumunu korumaya yönelik destekten öteye gidememektedir. Yoksulluğun, -istisnaları olmakla birlikte- sarsıcı biçimde hissedildiği orman köylerinde, bu düzenlemeler birer hak değil de yoksulluğu onaylanmış halka verilen yasal harçlık olarak tanımlanabilir belki. Orman köylüsü olmakla kazanılan bir hakkın kökeninde de aslında böyle bir çelişki yatmaktadır.
Ormanlar, orman köylüleri, ağaçlandırma ve erozyon kavramlarının giderek toplum gündeminde daha çok yer etmeye başladığı bir dönemde, 16.6.1972 günü kurulan Orman Bakanlığı, yaklaşık 9 yıl sonra 17.2.1981 yılında Tarım Bakanlığına devredilmiş; bu bakanlığın adı da Tarım ve Orman Bakanlığı olarak değiştirilmiştir. 12.3.1985 günü ise bu örgüte köy işleri kolu eklenerek, bakanlığın adı Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı yapılmıştır. 09.8.1991 gününe kadar bu örgütün yapısında değişikliğe gidilmemiştir. 2003 yılına kadar yeniden Orman Bakanlığı adı altında hizmet veren örgüt, 2003 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı, 2011 yılının Haziran ayı içinde Çevre Orman ve Şehircilik Bakanlığı, aynı yılın Temmuz ayından bu yana da Orman ve Su İşleri Bakanlığı adı altında hizmet vermektedir.
Teknik bakımdan ormanların yönetiminde iki önemli kavramın bilinmesi gereklidir. Bunlar silvikültür ve amenajmandır.
Silvikültür, yeni ormanların planlı olarak kurulması ve bunların doğal ormanlarla birlikte yetiştirilmesi, gençleştirilmesi ve varlıklarının en iyi bir biçimde sürdürülmesiyle ilgili bir bilim dalı olarak tanımlanmaktadır. Silvikültürün asıl amacının ise en az masrafla ormandan en yüksek nitelik ve nicelikte ürün sağlayacak verimliliğe ulaşmak olduğu belirtilmektedir .
Orman ekosisteminin sağladığı ürün ve hizmetleri toplumun gereksinimlerini karşılamak üzere topluma sunmak üzere orman ekosistemlerinde sürdürülen teknik, ekonomik, biyolojik ve sosyal etkinlikler bütünü olarak tanımlanan ormancılık etkinliklerine amenajman; bu etkinliklerin konum, zaman ve miktarlarını gösteren teknik rapor ve programlara ise amenajman planı denilmektedir . Avusturya’dan 1914 yılında Osmanlı Devleti’ne gönderilen ve orman müşaviri olarak çalışan H. Veith’in, Türk ormancılığında amenajmanı başlatan kişi olduğu belirtilmektedir . 1917 yılında çıkarılan “Ormanların Usulü İdaresi Fihniyetleri Hakkında Kanun” ile orman yönetiminin bilimsel temellere oturtulmasına yönelik irade ortaya konmuştur. 25 Ocak 1918’de Türkiye’nin ilk orman amenajman planı tamamlanmıştır . Tüm Türkiye’nin birinci devre orman amenajman planları 1946 yılında tamamlanmıştır .
16. – 18. Yüzyıllar arasında, Almanya’da ormanlardan aşırı yararlanma sonucu, ormanlar kendilerini yenileyemez duruma düşmesiyle doğaya uygun ormancılık anlayışını doğurmuştur . Bu anlayışın etkisi Türkiye’de de görülmektedir. Türkiye’de 1987 yılında bölmecik bazında münferit silvikültürel planlama, 2008 yılından bu yana ekosistem tabanlı fonksiyonel planlama uygulandığı belirtilmektedir. Bu planlama yaklaşımı ile ekosistemin bileşenleriyle birlikte insan unsuru bir bütün olarak değerlendirilmeye çalışılmaktadır . Ancak planlama yaklaşımının ne ölçüde eyleme dönüştürülebildiği konusu tartışmalıdır. Ekosistem bileşenlerinin sayısı, pek çok bilimsel disiplinden uzmanların bir arada çalışmalarını gerektirmektedir. Çok sınırlı sayıda uygulama bir yana bırakılırsa, ekosistem tabanlı fonksiyonel planlamanın henüz yalnızca adının var olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Ne yazık ki ülkemizde ormanlara verilen yasal zararlar için hep bir kamu yararı kılıfının hazırlandığı görülmektedir. Buna en güzel örnek, orman köylülerinin kalkındırılması için hazırlandığı belirtilen, defalarca düzenlenen 2-B yasalarıdır. Kent içinde ya da yakınında, kent sakinlerince kısa zamanda ulaşılabilecek olan, belirli bir kapalılıkta, kendini yenileyebilecek yetenekte, kentsel yapıya estetik ve işlevsel katkı sağlamak üzere oluşturulduğu belirtilen kent ormanları da aslında ormanların özelleştirilebilmesinin ilk aşaması olarak ifade edilmektedir .
Özellikle ormanlar söz konusu olduğunda, ne yazık ki çok rahatlıkla kullanılan “kamu yararı” kavramının ne olduğunun kapsamlı olarak ifade edilmesi ve bu yararın ne kadar gerçekleştirildiği özenle sorgulanmalıdır.
KAYNAKÇA
7/6624 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (1973, 4 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 14584.
75 Sayılı 3204 Sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun (1960, 13 Eylül) T. C. Resmi Gazete, 10602.
109 Sayılı Devâir-i Resmiyyeye Lüzûmu Olan Fukarâ-yı Ahâlîye Tevzî’ Edilecek Mahrûkât ile Cihet-i Askeriyyeye Lüzûmu Olan Telgraf ve Telefon Vergileri ve Mahrûkatın bilâ Müzâyede Ta’rife Bedeli Üzerinden Resmi Alınarak İ’tâ’ Edilmesine Dâir Kânun (1921, 25 Nisan) T. C. Resmi Gazete, 12.
286 Sayılı Amerika Birleşik Devletlerinin Bir Teşekkülü Olan Export - Import Bank ile Hükümetimiz ve Orman Umum Müdürlüğü Arasında Aktedilen 4 Milyon Dolarlık İstikraz Anlaşmasının Tasdikine Dair Kanun (1961, 4 Nisan) T. C. Resmi Gazete, 10773.
432 sayılı Ziraat ve Ticaret Vekâletleri Teşkîli Hakkında Kânûn (1924, 7 Nisan) T. C. Resmi Gazete, 68.
443 Sayılı Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1991, 21 Ağustos) T. C. Resmi Gazete, 20967.
484 sayılı “Devlet Ormanlarından Köylülerin İntifâ’ Hakkı Kânunu Sûreti (1924, 17 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 70.
501 Sayılı 9 Nisan 1340 Senesi Orman-ı İntifa’ Kânûnunun Altıncı Maddesinin Ta’dîline Dâir Kânûn (1924, 24 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 71.
504 Sayılı Türkiye’de Mevcut Bi’l-umûm Ormanların Fey Usul İdâre ve İşletilmeleri Hakkında Kânun (1924, 24 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 71.
513 Sayılı Orman Nizâmnâmesinin Bab-ı Sânîsinin İkinci Faslına Müzeyyel Kânûn (1924, 24 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 71.
526 Sayılı Türkiye’de Mevcûd bi’l-Umûm Ormanların Fennî Usûl İdâre ve İşletmeleri Hakkındaki 22 Nisan 1340 Târihli Kânunu Müzeyyel Kânun (1925, 7 Ocak) T. C. Resmi Gazete, 81.
582 Sayılı 15 Nisan 1340 Târih ve 484 Numaralı (Devlet Ormanlarından Köylülerin İntifâ’ Hakkı Kânunu) nun İkinci Mâddesine Müzeyyel Kânun (1925, 12 Mart) T. C. Resmi Gazete, 89.
636 Sayılı Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (2011, 8 Haziran) T. C. Resmi Gazete, Mükerrer 27958.
636 Sayılı 3204 Sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilât Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine ve Aynı Kanuna Ek 3904 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin 3 üncü Fıkrasının Değiştirilmesine Dair Kanun (1965, 6 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 12041.
645 Sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (2011, 4 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 27984.
657 Sayılı Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (2011, 2 Kasım) T. C. Resmi Gazete, 28103.
663 Sayılı Orman Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun (1965, 24 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 12057.
680 Sayılı Orman Nizâmnâmesinin Bâb-ı Sânîsinin İkinci Faslına Müzeyyel 22 Nîsân 1340 Târîhli Madde-i Münferidenin Ta’dîli Hakkında Kânûn (1925, 14 Aralık) T. C. Resmi Gazete, 244.
766 Sayılı Tapulama Kanunu (1966, 12 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 12346.
797 Sayılı Kuşların Korunmasına Dair Milletlerarası Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun (1966, 17 Aralık) T. C. Resmi Gazete, 12480.
831 Sayılı Sular Hakkında Kânun (1926, 10 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 368.
892 Sayılı Orman Nizâmnâmesinin On Altıncı Maddesi Mûcibince Alınacak Yayla Resminin İlgâsına Dâir Kânûn (1926, 26 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 404.
1036 Sayılı Zirâ’at Müdîr veya Me’mûrlarının Vezîfeleri Hakkında Kânûn (1927, 31 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 598.
1508 Sayılı Amenejman ve Teşcir İşlerinde Müstahdem Memurini Fenniyeye Verilecek Yevmiyeler Hakkında Kanun (1929, 9 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 1211.
1528 Sayılı Yabani Ağaçların Aşılanması Hakkında Kanun (1929, 16 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 1217.
1545 Sayılı Hususî Orman Sahiplerinden ve Müteahhitlerden Alınan Amenajman Paralarının Sarfı Hakkında Kanun (1930, 7 Ocak) T. C. Resmi Gazete, 1931.
1595 Sayılı Orman Bakanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun (1972, 16 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 14217.
1744 Sayılı 6831 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna 3 Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun (1973, 4 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 14584.
1779 Sayılı Bâzı Orman Suçlarının Affına ve Bunlardan Mütevellit İdare Şahsî Haklarının Düşürülmesine Dair Kanun (1979, 30 Nisan) T. C. Resmi Gazete, 16624.
1803 Sayılı Cumhuriyetin 50 nci Yılı Nedeniyle Bazı Suç ve Cezaların Affı Hakkında Kanun (1974, 18 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 14890.
1906 Sayılı 6831 Sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 Tarih ve 1744 sayılı Kanunla Değişik 34 üncü Maddesi ile Ek 3 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun (1975, 14 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 15265.
2384 sayılı “Orman Bakanlığının Tarım Bakanlığına Devri Hakkında Kanun (1981, 17 Şubat) T. C. Resmi Gazete, 17254.
2510 Sayılı İskân Kanunu (1934, 21 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 2733.
2524 Sayılı Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun (1934, 25 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 2735.
2538 Sayılı Orta Orman Mektebi Teşkili ve Muallimleri Hakkında Kanun (1934, 3 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 2742.
2644 Sayılı Tapu Kanunu (1934, 29 Aralık) T. C. Resmi Gazete, 2892.
2655 Sayılı 6831 Sayılı Orman Kanununun Değişik 34 üncü Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun (1982, 20 Nisan) T. C. Resmi Gazete, 17670.
2659 Sayılı Sular Kanununa Eklenen Kanun (1935, 1 Ocak) T. C. Resmi Gazete, 2895.
2805 Sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Olarak Yapılan Yapılara Uygulanacak İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun (1983, 21 Mart) T. C. Resmi Gazete, 17994.
2872 Sayılı Çevre Kanunu (1983, 11 Ağustos) T. C. Resmi Gazete, 18132.
2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu (1983, 11 Ağustos) T. C. Resmi Gazete, 18132.
2896 Sayılı 31/8/1956 Tarihli ve 6831 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun (1983, 27 Eylül) T. C. Resmi Gazete, 18174.
2924 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun (1983, 20 Ekim) T. C. Resmi Gazete, 18197.
3116 Sayılı Orman Kanunu (1937, 18 Şubat) T. C. Resmi Gazete, 3537.
3157 Sayılı Orman Koruma Teşkilat Kanunu (1937, 5 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 3596.
3161 Sayılı Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 13.12.1983 Tarihli ve 183 Sayılı Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi, Bazı Maddelerinin Kaldırılması ve Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun (1985, 12 Mart) T. C. Resmi Gazete, 18692.
3167 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu (1937, 13 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 3603.
3203 Sayılı Ziraat Vekâleti Vazife ve Teşkilat Kanunu (1937, 14 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 3630.
3204 Sayılı Orman Umum Müdürlüğü Teşkilat Kanunu (1937, 14 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 3630.
3213 Sayılı Maden Kanunu (1985, 15 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 18785.
3234 Sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun (1985, 8 Kasım) T. C. Resmi Gazete, 18922.
3254 Sayılı Vakıf Memba Sularile Orman ve Zeytinliklerin İşletilmesi Hakkında Vakıflar Umum Müdürlüğüne Mütedavil Sermaye Verilmesine Dair Kanun (1937, 24 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 3639.
3302 Sayılı 31.8.1956 Tarihli ve 6831 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun (1986, 19 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 19139.
3373 Sayılı 6831 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Hükümler Eklenmesi Hakkında Kanun (1987, 28 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 19473.
3402 Sayılı Kadastro Kanunu (1987, 9 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 19512.
3444 Sayılı Orman Kanununa Ek Kanun (1938, 25 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 3943.
3445 Sayılı Orman Umum Müdürlüğü Teşkilât Kanununda Bazı Değişiklikler Yapılması Hakkında Kanun (1938, 25 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 3943.
3490 Sayılı Orman Koruma Teşkilât Kanununun 14 üncü Maddesini Değiştiren Kanun (1938, 13 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 3958.
3493 Sayılı 6831 Sayılı Orman Kanununda, 1475 Sayılı İş Kanununda, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda ve 2926 Sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununda Değişiklikler Yapılmasına ve Bu Kanunlardaki Bazı Cezaların İdari Cezaya Dönüştürülmesine Dair Kanun (1988, 11 Kasım) T. C. Resmi Gazete, 19986.
3519 Sayılı 3167 Sayılı Kara Avcılığı Kanununun 12 nci Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabulü Hakkında Kanun (1989, 22 Ocak) T. C. Resmi Gazete, 20057.
3763 Sayılı, 2924 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun (1991, 7 Eylül) T. C. Resmi Gazete, 20984.
3800 Sayılı Orman Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun (Orman Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında 7.8.1991 Tarihli ve 442 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun) (1992, 4 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 21248.
3818 Sayılı Orman Umum Müdürlüğü Teşkilât Kanunu ile Orta Orman Mektebi Teşkili ve Muallimleri Hakkındaki Kanun ile Orman Koruma Teşkilât Kanununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun (1940, 18 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 4512.
3904 Sayılı Orman Umum Müdürlüğü Teşkilât Kanununa Ek Kanun (1940, 31 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 4575.
3913 Sayılı Vakıf Memba Sular ile Orman Ve Zeytinliklerin İşletilmesi Hakkında Kanun (1940, 27 Ağustos) T. C. Resmi Gazete, 4598.
3958 Sayılı Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşmeye Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun (1993, 30 Aralık) T. C. Resmi Gazete, 21804.
4079 Sayılı 6831 Sayılı Orman Kanununun, 2155 Sayılı Bazı Kamu Personeline Tayın Bedeli Verilmesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun (1995, 8 Mart) T. C. Resmi Gazete, 22221.
4114 Sayılı, Orman Kanununda ve Türk Ceza Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (1995, 8 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 22337.
4122 Sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu (1995, 26 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 22355.
4127 Sayılı, 2924 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun (1995, 4 Kasım) T. C. Resmi Gazete, 22453.
4283 Sayılı Orman Koruma Teşkilât Kanununun 3490 Sayılı Kanunla Değiştirilen 14 Üncü Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun (1942, 8 Ağustos) T. C. Resmi Gazete, 5179.
4371 Sayılı Orman Koruma Teşkilât Kanununun 4283 Sayılı Kanunla Değiştirilen 14 Üncü Maddesinin (B) Fıkrasının Değiştirilmesi Hakkında Kanun (1943, 21 Ocak) T. C. Resmi Gazete, 5310.
4569 Sayılı, Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (2000, 30 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 24064.
4570 Sayılı, Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (2000, 30 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 24064.
4767 Sayılı Orman Koruma Kuruluşunun Kaldırılmasına ve Bu Kuruluşun Görev ve Yetkilerinin Devlet Orman İşletmelerine Devrine Dair Kanun (1945, 3 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 6047.
4777 Sayılı Orman Genel Müdürlüğü Kuruluş Kanununa Ek Kanun (1945, 9 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 6052.
4785 Sayılı Orman Kanununa Bazı Hükümler Eklenmesine ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (1945, 13 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 6056.
4856 Sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun (2003, 8 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 25102.
4914 Sayılı Orman Kanununa Ek 3444 Sayılı Kanunun 7 nci Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun (1946, 8 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 6328.
4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu (2003, 11 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 25165.
4920 Sayılı Devlet Orman İşletmelerinin Bazı Vergilerden Muaf Tutulması Hakkında Kanun (1946, 13 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 6332.
4999 Sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (2003, 18 Kasım) T. C. Resmi Gazete, 25293.
5192 Sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (2004, 3 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 25511.
5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu (2004, 1 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 25509.
5304 Sayılı Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (2005, 3 Mart) T. C. Resmi Gazete, 25744.
5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (2005, 19 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 25880.
5400 Sayılı Millî Parklar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (2005, 15 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 25876.
5491 Sayılı Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (2006, 13 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 26167.
5653 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanun (1950, 3 Nisan) T. C. Resmi Gazete, 7473.
5658 Sayılı Orman Kanununa Bazı Maddeler Eklenmesine ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Olan Kanuna Ek Kanun (1950, 31 Mart) T. C. Resmi Gazete, 7471.
5793 Sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (2008, 6 Ağustos) T. C. Resmi Gazete, 26959.
5801 Sayılı, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (2008, 13 Ağustos) T. C. Resmi Gazete, 26966.
5995 Sayılı Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (2010, 24 Haziran) T. C. Resmi Gazete, 27621.
6094 Sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (2011, 8 Ocak) T. C. Resmi Gazete, 27809.
6215 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun(2011, 12 Nisan) T. C. Resmi Gazete, 27903.
6225 Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (2011, 26 Nisan) T. C. Resmi Gazete, 27916.
6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun (2012, 26 Nisan) T. C. Resmi Gazete, 28275.
6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun (2012, 31 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 28309.
6385 Sayılı Bazı Orman Suçlarının Affına ve Bazı Suçlardan Mütevellit Tazminatın Terkinine Dair Kanun (1954, 18 Mart) T. C. Resmi Gazete, 8661.
6546 Sayılı Orman Araştırma Mevzuunda Türkiye'ye Teknik Yardım Temini Hususunda Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Ziraat Teşkilâtı Arasında İmzalanan (10) Numaralı Ek Anlaşmanın Tasdiki Hakkında Kanun (1955, 11 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 9003.
6560 Sayılı Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları İşletmesi Kanunu (1955, 21 Mayıs) T. C. Resmi Gazete, 9011.
6831 Sayılı Orman Kanunu (1956, 8 Eylül) T. C. Resmi Gazete, 9402.
7132 Sayılı Bazı Orman Suçlarının Affına ve Bunlardan Mütevellit İdare Şahsi Haklarının Sukutuna Dair Kanun (1958, 2 Temmuz) T. C. Resmi Gazete, 9944.
7395 Sayılı 6831 sayılı Orman Kanununun 35 inci maddesinin 2 nci fıkrasının tadili hakkında Kanun (1959, 15 Aralık) T. C. Resmi Gazete, 10381.
Anonim, (1964) Ormancılık İstatistik Albümü, Ankara: Orman Genel Müdürlüğü.
Asan, Ü. (2005) “Orman Envanteri Kavramının Sürdürülebilir Orman İşletmeciliği Çerçevesinde Yeniden Değerlendirilmesi ve Günümüzdeki İşlevi,” 1. Çevre ve Ormancılık Şûrası “Tebliğler” Ankara: T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Cilt:2, 599-621.
Ayanoğlu, S. (2005) “Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Alanların Değerlendirilmesi Sorunu,” 1. Çevre ve Ormancılık Şûrası “Tebliğler” Ankara: T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Cilt:2, 654-666.
Ayanoğlu, S. “Orman ve Çevre Üzerinde Olumsuz Etki Yaratan Yasal Düzenlemeler”, ttp://www.iudergi.com/tr/index.php/orman/article/viewFile/9913/9206, erişim tarihi: 20.12.2011.
Başkent, E.Z., Yolasığmaz, H.A. ve Mısır, M. (2001) Ekosistem Amenajmanı, I. Ulusal Ormancılık Kongresi-Bildiriler Kitabı, Ankara: TOD Yayınları.
Çağlar, Y. (1992) Türkiye Ormanları ve Ormancılık, İstanbul: İletişim Yayınları.
Demirtaş, A. (2006) “Kent Ormancılığı, Yeni Özelleştirme Alanları mı?” http://www.mimdap.org/?p=445, erişim tarihi: 15.6.2012.
Diker, M. (1947) Türkiye’de Ormancılık, Ankara: Orman Genel Müdürlüğü [Aktaran: Ayanoğlu, S., “Orman ve Çevre Üzerinde Olumsuz Etki Yaratan Yasal Düzenlemeler”,
ttp://www.iudergi.com/tr/index.php/orman/article/viewFile/9913/9206,
erişim tarihi: 20.12.2011]
Eraslan, İ. (1955), “Türkiye’de Yapılan İlk Amenajman Planının Analitik ve Kritik Olarak İncelenmesiyle Varılan Neticeler,” İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri B, 5 (2), 199-222.
Erdönmez, C., Özden, S., Atmış, E., Akesen, A., Ekizoğlu A. ve Kuvan, Y. (2010) Ormancılık Politikası, Ankara: Özdoğan Matbaa.
Evcimen, B. S. (1978) Türkiye’de Orman Amenajmanının Gelişimi (I. Bölüm: İmparatorluk Dönemi), İstanbul: İ.Ü. Orman Fakültesi Yayını.
Gül, A. ve Gezer, A. (2004) “Kentsel Alanda Kent Ormanı Yer Seçimi Model Önerisi ve Isparta Örneğinde İrdelenmesi,” I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi-Bildiriler Kitabı, Ankara.
Koç, B. (2005) “1870 Orman Nizamnamesi 'nin Osmanlı Ormancılığına Katkısı Üzerine Bazı Notlar”, acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2235/2912.pdf – erişim tarihi: 20.12.2011.
Gözübüyük, Ş. (2011) Açıklamalı Türk Anayasaları, Ankara: Turhan Kitabevi
Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Programları, http://www.tbmm.gov.tr/ kutuphane /e_kaynaklar_ kutuphane_hukumetler.html, erişim tarihi: 14.6.2012.
Odabaşı, T. ve Özalp, G. (1999) “Ormanların İşletilmesi Yöntemleri ve Doğaya Uygun Ormancılık Anlayışı,” İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri B, 44, 35-47.
Özdönmez, M., İstanbullu, T. ve Akesen, A. (1989) Ormancılık Politikası, İstanbul: İ.Ü. Orman Fakültesi Yayını.
Saatçioğlu, F. (1976) Silvikültür I, İstanbul: İ.Ü. Orman Fakültesi Yayını, İstanbul.
Ünal, M. ve Başpınar, V. (2008) Şeklî Eşya Hukuku, Ankara.
www.tarim.gov.tr/ORGANIZASYON,tarihce.html, Erişim tarihi: 14 Haziran 2012.
Yiğitoğlu, A. K. (1941) Türkiye İktisadiyatında Ormancılığın Yeri ve Ehemmiyeti, Ankara: Yüksek Ziraat Enstitüsü.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar